Giriş yap
En son konular
Kimler hatta?
Toplam 51 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 51 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 288 kişi Ptsi Ekim 14, 2024 5:18 pm tarihinde online oldu.
REKLAM ALANI
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Istatistikler
Toplam 11 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: Baharx
Kullanıcılarımız toplam 1431 mesaj attılar bunda 1311 konu
AVRUPA HUN DEVLETİ
e-GENC :: DERSLER :: TÜRKÇE-EDEBİYAT
1 sayfadaki 1 sayfası
AVRUPA HUN DEVLETİ
Siyenpiler ile yaptıkları savaşları (220) kaybettikten ve Asya’daki Büyük Hun İmparatorluğu dağıldıktan sonra Hunlar’ın bir kısmı Dinyeper Nehri ile Aral Golü doğusu arasındaki bölgeye yerleştiler ve Dördüncü Yüzyılın ortalarına kadar orada yaşadılar. Bu târihten itibaren Batı’ya akın etmeye başladılar. Hunlar’ın yurtlarını niçin bırakıp göç ettikleri iyice bilinmiyor, herhalde geçim şartlarının bozulması onları bu işe zorladı. Hakanları Balamir’in idaresinde Volga’dan Batı’ya doğru ilerlemeye başladılar. O târihlerde Kuzey Karadeniz’den Macaristan’a kadar olan yerlerde Cermen asıllı kavimler oturuyorlardı. Hunlar önce bunlardan Doğu Gotları’na hücum edip dağıttılar. (374), arkasından Batı Gotları’nı mağlup ederek onların ülkesine girdiler (375).
Doğu’dan Batı’ya doğru uzanan Hun akınının yerinden yurdundan ettiği birçok kavimler böylece Batı’ya itilerek Roma İmparatorluğu topraklarım altüst ettiler. Kuzey Karadeniz’den İspanya’ya kadar her taraf allak-bullak oldu. Avrupa’nın etnik manzarasını değiştiren bu büyük hâdiseye tarihte “Kavimler Göçü” denir.
Dördüncü Yüzyıl’ın sonunda Hunlar Batı’da Tuna’yı geçerek Balkanlar’a indiler, Doğu’da da Kafkaslar’dan Anadolu’ya girdiler. Bu ikinci akıncı kolu Güney Anadolu’dan Suriye’nin Akdeniz kıyılarına ve Kudüs’e kadar yıldırım hızıyla ilerledi. Sonbaharda aynı yoldan Azerbaycan’a döndü. Roma İmparatorluğu bu akından o kadar şaşırmıştı ki, her tarafta Hunlar hakkında akıl almaz hikâyeler anlatılıyordu. Batı’da ise Balamir’in oğlu Ildız’ın komutasındaki Hun süvari birlikleri Bizans İmparatorluğu’nu barışa zorladı, Batı Roma İmparatorluğu ise kendi ülkesini talan eden barbar kavimler (Gotlar, Vandallar, Burgondlar, Saksonlar vs.) karşısında Hunlar’la anlaşma yoluna gitti.
Ildız’dan sonra Hun tahtına geçen Karaton ve Rua zamanlarında Hunlar Bizans’ı yıllık vergiye bağladılar, Batı Roma’yı da barbar kavimlerin ve Bizans’ı istilâ tehditlerine karşı korudular. Hun gücü bir masal gibi bütün Avrupa’yı âdeta büyülemiş ve korkutmuştu. Bu korkunun izlerini Batı milletlerinin hafızalarında hâlâ bulabiliyoruz.
Hun İmparatoru Rua’nın 434′de ölmesi üzerine devletin başına Attila geçti. Attila, Rua’nın kardeşlerinden Muncuk’un oğlu idi. Amcaları Aybars ve Oktar İmparatorluğun sağ ve sol kanat hanları idi. Attila kardeşi Bleda ile birlikte hükümdar oldu, ama asıl idare ve kudret Attila’nın elindeydi. Attila’nın hükümdarlık devri Hun İmparatorluğu’nun altın çağıdır. O târihte Hunlar Volga Nehri’nin doğusundan bugünkü Fransa’ya kadar olan bölgeye hâkim olmuşlardı. İdareleri altında çeşitli Türk boyları da dâhil olmak üzere tam kırk beş kavim yaşıyordu ki, bunların çoğu şimdiki Avrupa milletlerinin dedeleridir.
Bütün dünyada Attila’nın karşısına çıkacak hiçbir kuvvet yoktu. Hun hâkimiyeti Manş Denizi’ne kadar ulaşmıştı. Bizans kendisini devamlı baskı altında tutup vergiye bağlayan bu kuvvetten kurtulmak için Hunlar arasına nifak sokma yolunu denedi. Çeşitli sebeplerden
Attila idaresiyle uzlaşamayan Hun beylerini Bizans’a davet ediyor, onları yüksek makamlara geçiriyor, Attila’ya karşı kendilerine yardım vâdediyordu. Attila nihayet Bizans’ı ortadan kaldırmak üzere harekete geçip ordularıyla Trakya’ya girdiği sırada meşhur Roma kumandanı ve konsülü Aetiüs araya girdi ve kendi oğlunu Attila’ya rehin vererek Bizans’ın barışı koruyacağına kefil oldu. Bu seferden yedi yıl sonra Bizans artık Hunlar’a bağlı bir devlet hâline gelmişti: Her yıl ödedikleri yıllık vergiyi üç katma çıkaracak ve bir defaya mahsûs olmak üzere altı bin libre altın ödeyeceklerdi.
Attila 451 yılında Batı Roma İmparatorluğu topraklarının bir kısmı üzerinde hak iddia ederek (Roma prensesi ile nişanlıydı), harekete geçti. Romalılar o zaman Hunlar’ın kovaladığı diğer Barbar kavimlerden de topladıkları kuvvetlerle iki yüz bin kişilik bir ordu kurup Paris yakınlarında Attila’nın karşısına durdular. Atilla’nın ordusunda da Hunlar’ın yanısıra başka kavimlerden yüz bine yakın asker vardı. Orleans yakınında bütün bir gün yapılan savaşta her iki taraf on binlerce kayıp verdiği halde kimin yendiği belli olmadı, ama gece olunca Romalılar ve müttefikleri savaş alanından çekildiler. Attila onları o sırada takip etmedi, geri dönüp ordusuna çekidüzen verdikten sonra Roma’ya doğru yürüdü. Po Ovası’na geldi. Roma’da halk korku ve panik içindeydi. Senato, ne pahasına olursa olsun barış yapılmasından yanaydı. Barış teklifini yapacak heyetin başında papa vardı: Papa, hıristiyan dünyasını kurtarmak üzere bizzat Attila’nın huzuruna çıktı ve Roma’nın kendisine boyun eğdiğini bildirdi. Bunun üzerine barış yapıldı.
Attila 452 yılında 60 yaşında iken şüpheli bir şekilde Öldü, Yerine sırasıyla oğulları İlek, Dengizik ve İrnek, Hun Hakanı oldular. Bu sonuncular önceki Hun hakanları gibi başarılı olamadı. 470 yılında Batı Hun İmparatorluğu artık dağılmıştı.
Doğu’dan Batı’ya doğru uzanan Hun akınının yerinden yurdundan ettiği birçok kavimler böylece Batı’ya itilerek Roma İmparatorluğu topraklarım altüst ettiler. Kuzey Karadeniz’den İspanya’ya kadar her taraf allak-bullak oldu. Avrupa’nın etnik manzarasını değiştiren bu büyük hâdiseye tarihte “Kavimler Göçü” denir.
Dördüncü Yüzyıl’ın sonunda Hunlar Batı’da Tuna’yı geçerek Balkanlar’a indiler, Doğu’da da Kafkaslar’dan Anadolu’ya girdiler. Bu ikinci akıncı kolu Güney Anadolu’dan Suriye’nin Akdeniz kıyılarına ve Kudüs’e kadar yıldırım hızıyla ilerledi. Sonbaharda aynı yoldan Azerbaycan’a döndü. Roma İmparatorluğu bu akından o kadar şaşırmıştı ki, her tarafta Hunlar hakkında akıl almaz hikâyeler anlatılıyordu. Batı’da ise Balamir’in oğlu Ildız’ın komutasındaki Hun süvari birlikleri Bizans İmparatorluğu’nu barışa zorladı, Batı Roma İmparatorluğu ise kendi ülkesini talan eden barbar kavimler (Gotlar, Vandallar, Burgondlar, Saksonlar vs.) karşısında Hunlar’la anlaşma yoluna gitti.
Ildız’dan sonra Hun tahtına geçen Karaton ve Rua zamanlarında Hunlar Bizans’ı yıllık vergiye bağladılar, Batı Roma’yı da barbar kavimlerin ve Bizans’ı istilâ tehditlerine karşı korudular. Hun gücü bir masal gibi bütün Avrupa’yı âdeta büyülemiş ve korkutmuştu. Bu korkunun izlerini Batı milletlerinin hafızalarında hâlâ bulabiliyoruz.
Hun İmparatoru Rua’nın 434′de ölmesi üzerine devletin başına Attila geçti. Attila, Rua’nın kardeşlerinden Muncuk’un oğlu idi. Amcaları Aybars ve Oktar İmparatorluğun sağ ve sol kanat hanları idi. Attila kardeşi Bleda ile birlikte hükümdar oldu, ama asıl idare ve kudret Attila’nın elindeydi. Attila’nın hükümdarlık devri Hun İmparatorluğu’nun altın çağıdır. O târihte Hunlar Volga Nehri’nin doğusundan bugünkü Fransa’ya kadar olan bölgeye hâkim olmuşlardı. İdareleri altında çeşitli Türk boyları da dâhil olmak üzere tam kırk beş kavim yaşıyordu ki, bunların çoğu şimdiki Avrupa milletlerinin dedeleridir.
Bütün dünyada Attila’nın karşısına çıkacak hiçbir kuvvet yoktu. Hun hâkimiyeti Manş Denizi’ne kadar ulaşmıştı. Bizans kendisini devamlı baskı altında tutup vergiye bağlayan bu kuvvetten kurtulmak için Hunlar arasına nifak sokma yolunu denedi. Çeşitli sebeplerden
Attila idaresiyle uzlaşamayan Hun beylerini Bizans’a davet ediyor, onları yüksek makamlara geçiriyor, Attila’ya karşı kendilerine yardım vâdediyordu. Attila nihayet Bizans’ı ortadan kaldırmak üzere harekete geçip ordularıyla Trakya’ya girdiği sırada meşhur Roma kumandanı ve konsülü Aetiüs araya girdi ve kendi oğlunu Attila’ya rehin vererek Bizans’ın barışı koruyacağına kefil oldu. Bu seferden yedi yıl sonra Bizans artık Hunlar’a bağlı bir devlet hâline gelmişti: Her yıl ödedikleri yıllık vergiyi üç katma çıkaracak ve bir defaya mahsûs olmak üzere altı bin libre altın ödeyeceklerdi.
Attila 451 yılında Batı Roma İmparatorluğu topraklarının bir kısmı üzerinde hak iddia ederek (Roma prensesi ile nişanlıydı), harekete geçti. Romalılar o zaman Hunlar’ın kovaladığı diğer Barbar kavimlerden de topladıkları kuvvetlerle iki yüz bin kişilik bir ordu kurup Paris yakınlarında Attila’nın karşısına durdular. Atilla’nın ordusunda da Hunlar’ın yanısıra başka kavimlerden yüz bine yakın asker vardı. Orleans yakınında bütün bir gün yapılan savaşta her iki taraf on binlerce kayıp verdiği halde kimin yendiği belli olmadı, ama gece olunca Romalılar ve müttefikleri savaş alanından çekildiler. Attila onları o sırada takip etmedi, geri dönüp ordusuna çekidüzen verdikten sonra Roma’ya doğru yürüdü. Po Ovası’na geldi. Roma’da halk korku ve panik içindeydi. Senato, ne pahasına olursa olsun barış yapılmasından yanaydı. Barış teklifini yapacak heyetin başında papa vardı: Papa, hıristiyan dünyasını kurtarmak üzere bizzat Attila’nın huzuruna çıktı ve Roma’nın kendisine boyun eğdiğini bildirdi. Bunun üzerine barış yapıldı.
Attila 452 yılında 60 yaşında iken şüpheli bir şekilde Öldü, Yerine sırasıyla oğulları İlek, Dengizik ve İrnek, Hun Hakanı oldular. Bu sonuncular önceki Hun hakanları gibi başarılı olamadı. 470 yılında Batı Hun İmparatorluğu artık dağılmıştı.
Oguzhan_16- FORUM ASİSTANI
-
Mesaj Sayısı : 265
Yaş : 31
ŞEHİR : BURSA
HOBİLER : hobisizim
Kayıt tarihi : 27/04/09
e-GENC :: DERSLER :: TÜRKÇE-EDEBİYAT
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:39 am tarafından GNCTRK
» Başlat > Çalıştır' da çalıştırabileceğiniz programların listesi
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:37 am tarafından GNCTRK
» CEP TELEFONU VE GİZLİ KODLAR
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:36 am tarafından GNCTRK
» CEP TELEFONLARINDA ATERİ OYUNLARI OYNAMAK !
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:35 am tarafından GNCTRK
» AKRABALARINIZI BULUN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:34 am tarafından GNCTRK
» TCP İP KOMUTLARI
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:32 am tarafından GNCTRK
» IE HATA VERİNCE TÜM PENCERELER KAPANMASIN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:30 am tarafından GNCTRK
» RESİMLERE YAZI YAZIN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:28 am tarafından GNCTRK
» CDRW'LAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:27 am tarafından GNCTRK
» BELLEKTE SAKLANAN DLL'LERİN SİLİNMESİ
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:25 am tarafından GNCTRK
» KISAYOLLARDAKİ OK'LARI KALDIRMAK
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:24 am tarafından GNCTRK
» GÜVENLİK KAMERALARI İLE ÜLKELERİ GEZİN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:23 am tarafından GNCTRK
» ONLINE FOOTBALL MANAGER 2009
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:22 am tarafından GNCTRK
» KLAYVEDE OLMAYAN KARAKTERLER
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:20 am tarafından GNCTRK
» Borland C/C++ 5.5 Derleyicisi Kurulumu
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:05 am tarafından GNCTRK
» Varlık Felsefesi
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:33 am tarafından GNCTRK
» SİYASET FELSEFESİ
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:32 am tarafından GNCTRK
» AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:30 am tarafından GNCTRK
» Entüisyonizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:29 am tarafından GNCTRK
» Fatalizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:28 am tarafından GNCTRK
» Feminizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:27 am tarafından GNCTRK
» İdealizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:26 am tarafından GNCTRK
» Postmodernizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:25 am tarafından GNCTRK
» Pozitivizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:23 am tarafından GNCTRK
» Pragmatizm (Uygulayıcılık) / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:22 am tarafından GNCTRK