Giriş yap
En son konular
Kimler hatta?
Toplam 56 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 56 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 288 kişi Ptsi Ekim 14, 2024 5:18 pm tarihinde online oldu.
REKLAM ALANI
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Istatistikler
Toplam 11 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: Baharx
Kullanıcılarımız toplam 1431 mesaj attılar bunda 1311 konu
BAZI BILGILER
e-GENC :: HAYATIN İÇİNDEN :: SAĞLIK
1 sayfadaki 1 sayfası
BAZI BILGILER
Disk kayması, diskin dış tabakasının en zayıf olduğu yerde, yani her omur hizasında omurilikten çıkan sinir köklerinin önünde görülür. Kişinin omurilik kanalı biraz darsa, fırlayan disk maddesi bu düzeyde sinire baskı yaparak disk kaymasının bilinen belirtilerini ortaya çıkarır. Belkemiği en çok sırtın alt bölümüne rastlayan düzeyde yüklenmeye uğrar. Dolayısıyla, diskin en yetersiz kaldığı yer burasıdır. Ancak diskler, belkemiği kanalı boyunca, her düzeyde kayabilir hem sırtta hem de boyunda.
.
Bazı doktorlar, disk kaymasından sonraki iyileşme döneminde hastalarını sırt bükülmesinden korumak için sırt destekleri ve korseler de verirler. Ancak, uzun süreli korse kullanımı, sırt kaslarının zayıflamasına neden olabilir.
Kimi insanlar, tedaviden sonra bile tam olarak iyileşememektedirler. Ağır uğraşları olanların daha hafif işlere geçmesi gerekli olmaktadır. Sırtı yormayacak biçimde yaşamalıdırlar. Akut disk kayması geçirenlerin büyük bir bölümü tümüyle iyileşmekte ve daha önceki çalışma düzenine dönebilmektedir. Gerçi iyileşme süreci birkaç ay almaktadır ama sabrın karşılığı iyi bir sonuç olmaktadır.
Gut ya da damla hastalığı, genellikle aşırı beslenme ve içki sonucu ayak başparmağının iltihaplanması sanılır. Oysa enderdir. Hastaların yaklaşık dörtte birinde hastalık başka aile üyelerinde de vardır ama gut hastalığı genel olarak varlıklı kişilere özgüdür. Tipik bir hasta 50 yaşını geçmiş varlıklı bir erkek olarak tanımlanabilir. Şişmanların gut hastalığına yakalanma olasılığı biraz daha yüksek olmakla birlikte, şişmanlık hastalık nedenleri arasında ancak son sıralarda yer alır. Gut hastalığı olanların verilen tedaviyi düzenli olarak uygulamaları, sağlık kontrollerini aksatmamaları, doktorların önerilerine sıkı sıkıya uymaları gerekir. Zaman zaman yapılacak kan tahlilleri ile kandaki ürik asit düzeyinin saptanması, tedavide izlenecek yolun belirlenmesi açısından önemlidir.
Nedenleri
Ürik asit yapımında artışa neden olan birçok etken vardır. Eskiden gut hastalığına aşırı beslenme ile alkol kullanma sonucu sindirim ürünlerinde ürik asidin artmasının yol açtığı düşünülürdü. Günümüzde ise beslenmenin rolünün pek önemli olmadığı ve başka nedenlerin çok daha önemli olduğu bilinmektedir. En sık görülen neden, böbreklerin ürik asidi süzmede , fazla asit genellikle eklem, deri ve böbreklerde birikerek akut gut krizine yol açabilmekte ya da hastalığın kronik biçimine dönüşebilmektedir.
Belirtiler
İlk gut krizi akut ve şiddetlidir; çoğunlukla da ayak başparmağında görülür. Hasta, gece uykusundan apansız başlayan şiddetli ağrıyla uyanır; başparmak yatak örtüsünün ağırlığına bile dayanamayacak ölçüde duyarlılık kazanmış olur. Parmağın dibi şiş, derisi kuru, kırmızı, sıcak v eparlaktır. Ayağın üstündeki damarlar kabarmış olabilir; bazen ateş de yükselir. Kronik gut hastalığında eklemlerde, deride ve böbreklerde ürik asit tuzları birikerek, kalıcı karşılık, ellerin sırtında ve dirseklerin arkasında büyük şişlikler halindedir. Genellikle zararsız olan bu şişlikler, bazen ameliyatla alınmalarını gerektirecek kadar büyük boyutlara ulaşır.
Tedavi
Akut gut krizi tedavi edilmezse, ağrılı belirtiler 3 - 10 gün sürer. Antienflamatuar ilaçlar da kısa sürede etkili olur. Ancak bazı hastaların sindirim sistemleri bu ilaçlara duyarlıdır; kusma ve ishal görüldüğünde ilaç fitil ya da iğne olarak verilebilir. Geciktikçe etkileri azaldığnıda, ilaçlar olabildiğince çabuk alınmalıdır. Böbreğin ürik asidi süzme yeteneğini azalttığından, aspirin almaktan kaçınılmalıdır. Ağrı geçtikten sonra hasta rahatsızlığının sona erdiğini düşünebilir. Ama hastalık gizli biçimde sürüp haftalar, hatta aylar sonra yeni bir kriz yapabilir. İkinci krizde başparmağın yanı sıra el parmakları ile bilekler de etkilenebilir. Yine de aynı anda birkaç eklemin ya da kalça ve omuz eklemi gibi büyük eklemlerin etkilendiği ender görülür.
Doktor, hastanın genel durumunu belirleyip hastalığın ilerlemesini engellemek için başka tedavi gerekip gerekmediğini saptamak için kan tahlilleri yaptırır. Ürik asit düzeyi hafifçe yükselmiş olanların ya da çok ender kriz geçiren hastaların tedavi edilmesi gerekmez. Gut hastalığı böbreklere iki açıdan zarar verir. Ya biriken ürik asit böbreklerdeki süzme sistemini zamanla çalışamaz hale getirir ya da derişik ürik asit kristalleşerek, böbrek taşlarını oluşturur. Tedavi edilmeyen gut hastalarının beşte birinde böbrek taşı oluşur. Sık sık akut krizler geçiren, eklemlerinde değişiklikler, derilerinde şişlikler beliren, böbreklerinden hasta ya da kanlarında ürik asit düzeyi hep yüksek olan hastalara, uzun vadeli tedavi uygulamak gerekir. Tedavide, böbreklerden ürik asit atılımını artıran ilaçlar kullanılır. Ne var ki, idrara bu kadar çok ürik asit geçmesi, asidin kristalleşerek böbrek taşı oluşturmasını kolaylaştırır. Hastanın çok su içip idrarı bazik hale getiren ilaçlar kullanarak, kristallerin daha kolay çözülmesini sağlaması gerekir. Ayrıca hastaya ürik asit oluşumunu engelleyen ilaçlar da verilebilir.
Uzun süreli tedavi uygulanan hastalar, genellikle bu tedaviyi yaşam boyunca sürdürürler. Zaman zaman yapılan kan tahlilleri ile durumları ve dozda yapılması gereken değişiklikler belirlenir. Tedaviye ara verilirse, ürik asit yeniden yükselerek kriz yaratabilir. Uzun süreli tedavinin etkisiyle kriz olasılığı azalır, ender olarak kriz görülse bile bunlar, tedaviden önceki kadar ciddi ve sık olmaz.
Göğüs kemiğinin ileri doğru bükülerek göğüste bir çıkıntı oluşturmasına "güvercingöğüs" adı verilir. Biçim bozukluğu bazen solunum hastalıklarına, bazen de belirli bir nedene bağlı olmaksızın gelişir...
Güvercingöğsün oluşmasına göğüs kemiğinin yapısı zemin hazırlar. Anne karnında gelişen dölütte bu kemik de öteki kemikler gibi kıkırdaktan oluşur. Kemik tam anlamıyla geliştiği zaman, göğüs kemiğinde, aralarında kıkırdak halkaları bulunan beş dizi kemik bulunur.
Kemik dizileri arasında yer alan kıkırdaklar, gençlerde son derece esnektir. 25 yaşından sonra bunların bir bölümünün yerine kemikler geçer, en sütteki iki kemiğin arasındaki kıkırdak tabaka ise varlığını yaşam boyunca korur. Böylece solunum sırasında akciğerlere hava doldukça göğüs kafesi genişleyebilir.
Nedenleri
Göğüs kemiği bazen anormal biçimde gelişerek göğsün dışa doğru bükülmesine yol açar. Bu biçim bozukluğunun nedeni çoğunlukla bilinmez. Ama ender görülen nedenlerden biri uzun süre derin soluk almaktır. Akciğerlere dolan hava, kıkırdakların gevşemesine ve göğüs kaslarının aşırı çalışmasına neden olur. Böylesine derin soluk alma nedenlerinden biri eskiden veremdi ama günümüzde daha çok astım ve "kistik fibroz" adı verilen bir hastalıktır.
Belirtiler
Güvercingöğüs deyimi, göğüs kemiğinin anormal biçimde ileri çıkmış olduğu durumları tanımlamakta kullanılır. Göğsün ortasında, önde yer alan bu kemiğin anatomideki adı sternumdur. Kaburgalar bu kemiğe bağlanır. Erişkinlerden çok çocuklarda görülen bu yapı bozukluğunda kemik ileri doğru uzar ve göğüs, kuşa benzeyen bir görünüm kazanır. Bozukluk bazen doğuştandır, ama çoğunlukla sonradan gelişir; bazen de solunum hastalıkları sonucunda ortaya çıkar.
Tedavi
Güvercingöğüs çok fazla sorun yaratmadığı sürece herhangi bir tedavi gerektirmez ancak ameliyatla çözümlenen bir şekil bozukluğudur.
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
kamburluk20/12/2008 · Kategori: sağlık
Belkemiği eğriliği, özellikle yaşlılarda oldukça sık rastlanan bir durumdur. Eğriliğin en yaygın biçimi ise kamburluktur. Belkemiğinin arkaya, dışa doğru aşırı eğrilmesine kamburluk kifoz denir...
genellikle belkemiğinin yana doğru eğriliğiyle birlikte olur kifoskolyoz. Bazen bu biçim bozukluğu belirsizdir ama şiddetli olduğunda hasta dik duramaz ve sırt kemikleri dışa doğru çıkıntı yapar.
Nedenleri
Dörtte üçü çocukluk çağında fark edilen olguların nedeni bilinmemektedir. Kemik tüberkülozu sonucu omurganın zarar görmesi ise artık pek sık rastlanılmayan bir nedendir. Çocuk felci kifoskolyoza omurganın hem kamburlaşması hem yana eğilmesi neden olabilir. Çocuk felcinin göğsün bir yanındaki kasları etkilemesi sonucu, bir yandaki kaslar gelişemezken ötekilerin normal gelişmelerini sürdürmeleri, omurgada eğrilme yapabilir. Yaşlılarda belkemiği eğriliği osteoporozdan kaynaklanır. Omurga kemikleri günden güne incelir ve sonunda bedenin ağırlığını destekleyemeyecek hale gelerek ya bükülür ya da sıkışarak ezilirler.
Belirtiler
Belkemiğinde doğuştan biçim bozuklukları genellikle belirtisizdir. Osteoporoz ise ağrıya neden olur ve kolaylıkla kırıklar oluşabilir. Kifoskolyozda, belkemiğinin anormal biçimi, soluk alırken kaburgaların aşağı yukarı doğru düzenli hareketlerini önler ve akciğerlerin genişlemesine engel olur. Bu yüzden hastalar diyafram hareketleriyle soluk alırlar. Zamanla göğüs kafesi oynamaz hale gelir, soluk almak için daha fazla çaba harcanır.
Ciddi durumlarda, hastada kronik bronşite benzeyen akciğer sorunları olur. Soluk darlığı, öksürük ve balgam görülür. Kalp, akciğerlere kan pompalayabilmek için daha çok çalışıp zorlanır.
Tedavi
Belkemiği eğriliğini düzelten bir ameliyat yoktur. Bu yüzden göğsün ve kaburgaların esnekliklerini sürdürmelerini sağlamak önemlidir. Solunum kaslarını çalıştıran yüzme ve koşma gibi egzersizler çok yararlıdır. Sigara, akciğerlerle ilgili sorunları artırır; sigaradan uzak durmak gerekir. Osteoporoz ağrıya neden olabilir ama ağrı, oldukça kısa sürer ve ağrı kesicilere yanıt verir.
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
kemik iliği iltihabı20/12/2008 · Kategori: sağlık
Kemik iliği iltihabı, yani osteomiyelit, eskiden çok ciddi sonuçları olabilen bir durumdu. Günümüzdeyse antibiyotikler ve modrn yöntemlerle genellikle tam olarak tedavi edilebilmektedir...
Akut kemik iliği iltihabının başlangıç evresinde tedavi edilmesi gerekir. Bir kez ölü kemik dokuları ortaya çıkarsa, kronik kemik iliği iltihabının yerleşmesi kolaylaşır. Hastayı hastaneye yatırmak gerekir. Doktorlar enfeksiyona neden olan bakterinin saptanması için kan örnekleri alırlar. Antibiyotik, önce damardan, sonra ağızdan verilir. Bazen de ameliyatla kemiklere ufak delikler açılır. Bu işlem enfeksiyonun yarattığı basıncı kaldırıp hastayı rahatlatır. Ayrıca doktorlara irini inceleyerek, verdikleri antibiyotiğin bakteriler üstünde etkili olup olmadığınnı anlama fırsatı verir.
Kronik kemik iliği iltihabı tedavisinde yalnızca antibiyotik yetersiz kalır. İltihaplı ve ölü kemik dokusunun ameliyatla alınması gerekir. Eğer kronik kemik iliği iltihabı çok yayılmışsa, söz konusu organın ampütasyonu, yani kesilmesi gerekebilir.
Erken tedaviyle akut kemiği iliği iltihabı tam olarak iyileştirilebilir. Günümüzün güçlü antibiyotikleriyle iyi sonuçlar alınmaktadır ancak tedavinin başarısı olabildiğince erken davranmaya bağlıdır. Tedaviye başlandıktan sonra da hastanın yakından izlenmesi gerekir.
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
paget hastalığı20/12/2008 · Kategori: sağlık
Kendiliğinden kırılabilecek kadar incelmiş kemikler ve beyni sıkıştıran, kalınlaşan kafatası, bir çeşit kemik hastalığı olan Paget hastalığının en kötü belirtileridir...
Paget hastalığı kemiklerde zayıflamalar ve biçim bozuklukları ile kendini gösterir. Hastalık 1870 yılında Sir James Paget tarafından tanımlanmıştır. Belirtiler ve tedavi konusundaki bilginin artmış olmasına karşılık, hastalığın oluşma mekanizması hâlâ çözülememiştir.
Nedenleri
Araştırmaların sürmesine karşılık, kemiklerde ani büyümeye yol açabilecek bir neden bulunamamıştır. Genetik geçiş kanıtlanamamıştır ama bazı ailelerde hastalığa daha çok rastlanması dikkat çekicidir.
Belirtiler
Paget hastalığına yakalanmış birçok insanda aşağı yukarı hiçbir belirti olmaz. Bazen de dayanılmayacak kadar ağır belirtiler ve önemli komplikasyonlar olabilir. Tanı, röntgenle konur: Kemik üstünde açık ve koyu renkli alanlar birlikte görülür. Daha çok kafatası, omurga, leğenkemiği, uylukkemiği ve kavalkemiği etkilenir. Sertliğini ve dayanıklılığını yitirmiş olan uzun kemikler bedenin ağırlığı altında dışa doğru eğilerek biçim bozukluklarına yol açarlar. Röntgen filmlerinde garip kemik yapıları görülür. Uylukkemiğinin yuvarlak ucunda belirgin şişlikler ortaya çıkar. Kafatası kalınlaşır ve yumrulu bir görünüm kazanır.
Bu değişiklikler, kemik hücrelerinin aşırı çalışmasıyla rezorpsiyon adı verilen bir tür kemik yıkımının 10 - 20 kat artması sonucu ortaya çıkar. Bu hastalıkta yeni yapılan kemik dokusu daha az esnek ve kırılmaya daha yatkındır. Sonuçta, en hafif çapma bile kırılmaya yol açabilir. İleri vakalarda kemikler öylesine zayıflar ki hiçbir çarpma ya da düşme olmaksızın kendiliklerinden kırılırlar.
Paget hastalığının en kötü belirtilerinden biri de ağrıdır. Ağrı, büyüyen kemiklerin sinirlere baskı yapmasına bağlı olabilir ama asıl neden, kemiğin yapısında ortaya çıkan değişikliklerin bedenin ağrı yollarını oluşturan yapıyı uyarmasıdır.
Tedavi
Kulaktan gelen sinirlere kemik dokusunun yaptığı basınç sağırlığa yol açabilir. Kulak içinde ses iletimini sağlayan kemikçiklerin hastalık nedeniyle biçimsel bozukluklara uğramaları da sağırlığa neden olabilir. Sözgelimi, Beethovenin sağırlığının Paget hastalığına bağlı olduğu sanılmaktadır.
.
Bazı doktorlar, disk kaymasından sonraki iyileşme döneminde hastalarını sırt bükülmesinden korumak için sırt destekleri ve korseler de verirler. Ancak, uzun süreli korse kullanımı, sırt kaslarının zayıflamasına neden olabilir.
Kimi insanlar, tedaviden sonra bile tam olarak iyileşememektedirler. Ağır uğraşları olanların daha hafif işlere geçmesi gerekli olmaktadır. Sırtı yormayacak biçimde yaşamalıdırlar. Akut disk kayması geçirenlerin büyük bir bölümü tümüyle iyileşmekte ve daha önceki çalışma düzenine dönebilmektedir. Gerçi iyileşme süreci birkaç ay almaktadır ama sabrın karşılığı iyi bir sonuç olmaktadır.
Gut ya da damla hastalığı, genellikle aşırı beslenme ve içki sonucu ayak başparmağının iltihaplanması sanılır. Oysa enderdir. Hastaların yaklaşık dörtte birinde hastalık başka aile üyelerinde de vardır ama gut hastalığı genel olarak varlıklı kişilere özgüdür. Tipik bir hasta 50 yaşını geçmiş varlıklı bir erkek olarak tanımlanabilir. Şişmanların gut hastalığına yakalanma olasılığı biraz daha yüksek olmakla birlikte, şişmanlık hastalık nedenleri arasında ancak son sıralarda yer alır. Gut hastalığı olanların verilen tedaviyi düzenli olarak uygulamaları, sağlık kontrollerini aksatmamaları, doktorların önerilerine sıkı sıkıya uymaları gerekir. Zaman zaman yapılacak kan tahlilleri ile kandaki ürik asit düzeyinin saptanması, tedavide izlenecek yolun belirlenmesi açısından önemlidir.
Nedenleri
Ürik asit yapımında artışa neden olan birçok etken vardır. Eskiden gut hastalığına aşırı beslenme ile alkol kullanma sonucu sindirim ürünlerinde ürik asidin artmasının yol açtığı düşünülürdü. Günümüzde ise beslenmenin rolünün pek önemli olmadığı ve başka nedenlerin çok daha önemli olduğu bilinmektedir. En sık görülen neden, böbreklerin ürik asidi süzmede , fazla asit genellikle eklem, deri ve böbreklerde birikerek akut gut krizine yol açabilmekte ya da hastalığın kronik biçimine dönüşebilmektedir.
Belirtiler
İlk gut krizi akut ve şiddetlidir; çoğunlukla da ayak başparmağında görülür. Hasta, gece uykusundan apansız başlayan şiddetli ağrıyla uyanır; başparmak yatak örtüsünün ağırlığına bile dayanamayacak ölçüde duyarlılık kazanmış olur. Parmağın dibi şiş, derisi kuru, kırmızı, sıcak v eparlaktır. Ayağın üstündeki damarlar kabarmış olabilir; bazen ateş de yükselir. Kronik gut hastalığında eklemlerde, deride ve böbreklerde ürik asit tuzları birikerek, kalıcı karşılık, ellerin sırtında ve dirseklerin arkasında büyük şişlikler halindedir. Genellikle zararsız olan bu şişlikler, bazen ameliyatla alınmalarını gerektirecek kadar büyük boyutlara ulaşır.
Tedavi
Akut gut krizi tedavi edilmezse, ağrılı belirtiler 3 - 10 gün sürer. Antienflamatuar ilaçlar da kısa sürede etkili olur. Ancak bazı hastaların sindirim sistemleri bu ilaçlara duyarlıdır; kusma ve ishal görüldüğünde ilaç fitil ya da iğne olarak verilebilir. Geciktikçe etkileri azaldığnıda, ilaçlar olabildiğince çabuk alınmalıdır. Böbreğin ürik asidi süzme yeteneğini azalttığından, aspirin almaktan kaçınılmalıdır. Ağrı geçtikten sonra hasta rahatsızlığının sona erdiğini düşünebilir. Ama hastalık gizli biçimde sürüp haftalar, hatta aylar sonra yeni bir kriz yapabilir. İkinci krizde başparmağın yanı sıra el parmakları ile bilekler de etkilenebilir. Yine de aynı anda birkaç eklemin ya da kalça ve omuz eklemi gibi büyük eklemlerin etkilendiği ender görülür.
Doktor, hastanın genel durumunu belirleyip hastalığın ilerlemesini engellemek için başka tedavi gerekip gerekmediğini saptamak için kan tahlilleri yaptırır. Ürik asit düzeyi hafifçe yükselmiş olanların ya da çok ender kriz geçiren hastaların tedavi edilmesi gerekmez. Gut hastalığı böbreklere iki açıdan zarar verir. Ya biriken ürik asit böbreklerdeki süzme sistemini zamanla çalışamaz hale getirir ya da derişik ürik asit kristalleşerek, böbrek taşlarını oluşturur. Tedavi edilmeyen gut hastalarının beşte birinde böbrek taşı oluşur. Sık sık akut krizler geçiren, eklemlerinde değişiklikler, derilerinde şişlikler beliren, böbreklerinden hasta ya da kanlarında ürik asit düzeyi hep yüksek olan hastalara, uzun vadeli tedavi uygulamak gerekir. Tedavide, böbreklerden ürik asit atılımını artıran ilaçlar kullanılır. Ne var ki, idrara bu kadar çok ürik asit geçmesi, asidin kristalleşerek böbrek taşı oluşturmasını kolaylaştırır. Hastanın çok su içip idrarı bazik hale getiren ilaçlar kullanarak, kristallerin daha kolay çözülmesini sağlaması gerekir. Ayrıca hastaya ürik asit oluşumunu engelleyen ilaçlar da verilebilir.
Uzun süreli tedavi uygulanan hastalar, genellikle bu tedaviyi yaşam boyunca sürdürürler. Zaman zaman yapılan kan tahlilleri ile durumları ve dozda yapılması gereken değişiklikler belirlenir. Tedaviye ara verilirse, ürik asit yeniden yükselerek kriz yaratabilir. Uzun süreli tedavinin etkisiyle kriz olasılığı azalır, ender olarak kriz görülse bile bunlar, tedaviden önceki kadar ciddi ve sık olmaz.
Göğüs kemiğinin ileri doğru bükülerek göğüste bir çıkıntı oluşturmasına "güvercingöğüs" adı verilir. Biçim bozukluğu bazen solunum hastalıklarına, bazen de belirli bir nedene bağlı olmaksızın gelişir...
Güvercingöğsün oluşmasına göğüs kemiğinin yapısı zemin hazırlar. Anne karnında gelişen dölütte bu kemik de öteki kemikler gibi kıkırdaktan oluşur. Kemik tam anlamıyla geliştiği zaman, göğüs kemiğinde, aralarında kıkırdak halkaları bulunan beş dizi kemik bulunur.
Kemik dizileri arasında yer alan kıkırdaklar, gençlerde son derece esnektir. 25 yaşından sonra bunların bir bölümünün yerine kemikler geçer, en sütteki iki kemiğin arasındaki kıkırdak tabaka ise varlığını yaşam boyunca korur. Böylece solunum sırasında akciğerlere hava doldukça göğüs kafesi genişleyebilir.
Nedenleri
Göğüs kemiği bazen anormal biçimde gelişerek göğsün dışa doğru bükülmesine yol açar. Bu biçim bozukluğunun nedeni çoğunlukla bilinmez. Ama ender görülen nedenlerden biri uzun süre derin soluk almaktır. Akciğerlere dolan hava, kıkırdakların gevşemesine ve göğüs kaslarının aşırı çalışmasına neden olur. Böylesine derin soluk alma nedenlerinden biri eskiden veremdi ama günümüzde daha çok astım ve "kistik fibroz" adı verilen bir hastalıktır.
Belirtiler
Güvercingöğüs deyimi, göğüs kemiğinin anormal biçimde ileri çıkmış olduğu durumları tanımlamakta kullanılır. Göğsün ortasında, önde yer alan bu kemiğin anatomideki adı sternumdur. Kaburgalar bu kemiğe bağlanır. Erişkinlerden çok çocuklarda görülen bu yapı bozukluğunda kemik ileri doğru uzar ve göğüs, kuşa benzeyen bir görünüm kazanır. Bozukluk bazen doğuştandır, ama çoğunlukla sonradan gelişir; bazen de solunum hastalıkları sonucunda ortaya çıkar.
Tedavi
Güvercingöğüs çok fazla sorun yaratmadığı sürece herhangi bir tedavi gerektirmez ancak ameliyatla çözümlenen bir şekil bozukluğudur.
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
kamburluk20/12/2008 · Kategori: sağlık
Belkemiği eğriliği, özellikle yaşlılarda oldukça sık rastlanan bir durumdur. Eğriliğin en yaygın biçimi ise kamburluktur. Belkemiğinin arkaya, dışa doğru aşırı eğrilmesine kamburluk kifoz denir...
genellikle belkemiğinin yana doğru eğriliğiyle birlikte olur kifoskolyoz. Bazen bu biçim bozukluğu belirsizdir ama şiddetli olduğunda hasta dik duramaz ve sırt kemikleri dışa doğru çıkıntı yapar.
Nedenleri
Dörtte üçü çocukluk çağında fark edilen olguların nedeni bilinmemektedir. Kemik tüberkülozu sonucu omurganın zarar görmesi ise artık pek sık rastlanılmayan bir nedendir. Çocuk felci kifoskolyoza omurganın hem kamburlaşması hem yana eğilmesi neden olabilir. Çocuk felcinin göğsün bir yanındaki kasları etkilemesi sonucu, bir yandaki kaslar gelişemezken ötekilerin normal gelişmelerini sürdürmeleri, omurgada eğrilme yapabilir. Yaşlılarda belkemiği eğriliği osteoporozdan kaynaklanır. Omurga kemikleri günden güne incelir ve sonunda bedenin ağırlığını destekleyemeyecek hale gelerek ya bükülür ya da sıkışarak ezilirler.
Belirtiler
Belkemiğinde doğuştan biçim bozuklukları genellikle belirtisizdir. Osteoporoz ise ağrıya neden olur ve kolaylıkla kırıklar oluşabilir. Kifoskolyozda, belkemiğinin anormal biçimi, soluk alırken kaburgaların aşağı yukarı doğru düzenli hareketlerini önler ve akciğerlerin genişlemesine engel olur. Bu yüzden hastalar diyafram hareketleriyle soluk alırlar. Zamanla göğüs kafesi oynamaz hale gelir, soluk almak için daha fazla çaba harcanır.
Ciddi durumlarda, hastada kronik bronşite benzeyen akciğer sorunları olur. Soluk darlığı, öksürük ve balgam görülür. Kalp, akciğerlere kan pompalayabilmek için daha çok çalışıp zorlanır.
Tedavi
Belkemiği eğriliğini düzelten bir ameliyat yoktur. Bu yüzden göğsün ve kaburgaların esnekliklerini sürdürmelerini sağlamak önemlidir. Solunum kaslarını çalıştıran yüzme ve koşma gibi egzersizler çok yararlıdır. Sigara, akciğerlerle ilgili sorunları artırır; sigaradan uzak durmak gerekir. Osteoporoz ağrıya neden olabilir ama ağrı, oldukça kısa sürer ve ağrı kesicilere yanıt verir.
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
kemik iliği iltihabı20/12/2008 · Kategori: sağlık
Kemik iliği iltihabı, yani osteomiyelit, eskiden çok ciddi sonuçları olabilen bir durumdu. Günümüzdeyse antibiyotikler ve modrn yöntemlerle genellikle tam olarak tedavi edilebilmektedir...
Akut kemik iliği iltihabının başlangıç evresinde tedavi edilmesi gerekir. Bir kez ölü kemik dokuları ortaya çıkarsa, kronik kemik iliği iltihabının yerleşmesi kolaylaşır. Hastayı hastaneye yatırmak gerekir. Doktorlar enfeksiyona neden olan bakterinin saptanması için kan örnekleri alırlar. Antibiyotik, önce damardan, sonra ağızdan verilir. Bazen de ameliyatla kemiklere ufak delikler açılır. Bu işlem enfeksiyonun yarattığı basıncı kaldırıp hastayı rahatlatır. Ayrıca doktorlara irini inceleyerek, verdikleri antibiyotiğin bakteriler üstünde etkili olup olmadığınnı anlama fırsatı verir.
Kronik kemik iliği iltihabı tedavisinde yalnızca antibiyotik yetersiz kalır. İltihaplı ve ölü kemik dokusunun ameliyatla alınması gerekir. Eğer kronik kemik iliği iltihabı çok yayılmışsa, söz konusu organın ampütasyonu, yani kesilmesi gerekebilir.
Erken tedaviyle akut kemiği iliği iltihabı tam olarak iyileştirilebilir. Günümüzün güçlü antibiyotikleriyle iyi sonuçlar alınmaktadır ancak tedavinin başarısı olabildiğince erken davranmaya bağlıdır. Tedaviye başlandıktan sonra da hastanın yakından izlenmesi gerekir.
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
paget hastalığı20/12/2008 · Kategori: sağlık
Kendiliğinden kırılabilecek kadar incelmiş kemikler ve beyni sıkıştıran, kalınlaşan kafatası, bir çeşit kemik hastalığı olan Paget hastalığının en kötü belirtileridir...
Paget hastalığı kemiklerde zayıflamalar ve biçim bozuklukları ile kendini gösterir. Hastalık 1870 yılında Sir James Paget tarafından tanımlanmıştır. Belirtiler ve tedavi konusundaki bilginin artmış olmasına karşılık, hastalığın oluşma mekanizması hâlâ çözülememiştir.
Nedenleri
Araştırmaların sürmesine karşılık, kemiklerde ani büyümeye yol açabilecek bir neden bulunamamıştır. Genetik geçiş kanıtlanamamıştır ama bazı ailelerde hastalığa daha çok rastlanması dikkat çekicidir.
Belirtiler
Paget hastalığına yakalanmış birçok insanda aşağı yukarı hiçbir belirti olmaz. Bazen de dayanılmayacak kadar ağır belirtiler ve önemli komplikasyonlar olabilir. Tanı, röntgenle konur: Kemik üstünde açık ve koyu renkli alanlar birlikte görülür. Daha çok kafatası, omurga, leğenkemiği, uylukkemiği ve kavalkemiği etkilenir. Sertliğini ve dayanıklılığını yitirmiş olan uzun kemikler bedenin ağırlığı altında dışa doğru eğilerek biçim bozukluklarına yol açarlar. Röntgen filmlerinde garip kemik yapıları görülür. Uylukkemiğinin yuvarlak ucunda belirgin şişlikler ortaya çıkar. Kafatası kalınlaşır ve yumrulu bir görünüm kazanır.
Bu değişiklikler, kemik hücrelerinin aşırı çalışmasıyla rezorpsiyon adı verilen bir tür kemik yıkımının 10 - 20 kat artması sonucu ortaya çıkar. Bu hastalıkta yeni yapılan kemik dokusu daha az esnek ve kırılmaya daha yatkındır. Sonuçta, en hafif çapma bile kırılmaya yol açabilir. İleri vakalarda kemikler öylesine zayıflar ki hiçbir çarpma ya da düşme olmaksızın kendiliklerinden kırılırlar.
Paget hastalığının en kötü belirtilerinden biri de ağrıdır. Ağrı, büyüyen kemiklerin sinirlere baskı yapmasına bağlı olabilir ama asıl neden, kemiğin yapısında ortaya çıkan değişikliklerin bedenin ağrı yollarını oluşturan yapıyı uyarmasıdır.
Tedavi
Kulaktan gelen sinirlere kemik dokusunun yaptığı basınç sağırlığa yol açabilir. Kulak içinde ses iletimini sağlayan kemikçiklerin hastalık nedeniyle biçimsel bozukluklara uğramaları da sağırlığa neden olabilir. Sözgelimi, Beethovenin sağırlığının Paget hastalığına bağlı olduğu sanılmaktadır.
boewulfs- e-GENC YONETiM
-
Mesaj Sayısı : 730
Yaş : 31
ŞEHİR : bursa
HOBİLER : futbol pc
Kayıt tarihi : 17/04/09
e-GENC :: HAYATIN İÇİNDEN :: SAĞLIK
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:39 am tarafından GNCTRK
» Başlat > Çalıştır' da çalıştırabileceğiniz programların listesi
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:37 am tarafından GNCTRK
» CEP TELEFONU VE GİZLİ KODLAR
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:36 am tarafından GNCTRK
» CEP TELEFONLARINDA ATERİ OYUNLARI OYNAMAK !
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:35 am tarafından GNCTRK
» AKRABALARINIZI BULUN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:34 am tarafından GNCTRK
» TCP İP KOMUTLARI
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:32 am tarafından GNCTRK
» IE HATA VERİNCE TÜM PENCERELER KAPANMASIN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:30 am tarafından GNCTRK
» RESİMLERE YAZI YAZIN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:28 am tarafından GNCTRK
» CDRW'LAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:27 am tarafından GNCTRK
» BELLEKTE SAKLANAN DLL'LERİN SİLİNMESİ
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:25 am tarafından GNCTRK
» KISAYOLLARDAKİ OK'LARI KALDIRMAK
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:24 am tarafından GNCTRK
» GÜVENLİK KAMERALARI İLE ÜLKELERİ GEZİN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:23 am tarafından GNCTRK
» ONLINE FOOTBALL MANAGER 2009
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:22 am tarafından GNCTRK
» KLAYVEDE OLMAYAN KARAKTERLER
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:20 am tarafından GNCTRK
» Borland C/C++ 5.5 Derleyicisi Kurulumu
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:05 am tarafından GNCTRK
» Varlık Felsefesi
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:33 am tarafından GNCTRK
» SİYASET FELSEFESİ
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:32 am tarafından GNCTRK
» AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:30 am tarafından GNCTRK
» Entüisyonizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:29 am tarafından GNCTRK
» Fatalizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:28 am tarafından GNCTRK
» Feminizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:27 am tarafından GNCTRK
» İdealizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:26 am tarafından GNCTRK
» Postmodernizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:25 am tarafından GNCTRK
» Pozitivizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:23 am tarafından GNCTRK
» Pragmatizm (Uygulayıcılık) / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:22 am tarafından GNCTRK