Giriş yap
En son konular
Kimler hatta?
Toplam 101 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 101 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 288 kişi Ptsi Ekim 14, 2024 5:18 pm tarihinde online oldu.
REKLAM ALANI
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Istatistikler
Toplam 11 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: Baharx
Kullanıcılarımız toplam 1431 mesaj attılar bunda 1311 konu
MADDE BAĞIMLILIĞI
MADDE BAĞIMLILIĞI
Kimyasal maddelerin çok eski zamanlardan beri insanların ruhsal durumlarını etkilediği bilinmektedir. Bu kimyasal maddelerin bir kısmı keyif verici, bir kısmı ise tıpta hastalıkların tedavisinde olmak üzere farklı amaçlar için kullanılmıştır. Kimyasal maddelerin keyif verici olarak kullanılması sonucu kişilerin bu maddelere bağımlı hale gelerek sağlıkları bozulmuştur. Bu maddelerin satılması sırasında ise bazı kimseler haksız olarak büyük miktarlarda paralar kazanmışlardır. İnsanların sağlığını tehlikeye atarak haksız para kazananlar vicdan ve merhamet duygusu olmayan kişilerdir. Bu kişilerin tek amacı para kazanmaktır. Hızla yaygınlaşarak toplumsal bir sorun haline gelen uyuşturucu madde ve bu konuyla ilgili bazı kavramları aşağıdaki gibi açıklayabiliriz.
Uyuşturucu madde : İnsanlar tarafından zararlı etkileri bilindiği halde giderek artan oranlarda alınan keyif verici sakinleştirici ve uyarıcı etkileri olan ilaç veya maddelere uyuşturucu maddeler denir. Uyuşturucu maddeler fiziksel ve ruhsal bağımlılık yaptığından bu maddelerin bırakılmasında yoksunluk durumu meydana gelir.
Kötüye kullanma : İlaç veya maddelerin sağlık amacı dışında keyif verici, sakinleştirici vb. amaçlar için kullanılmasıdır.
Alışkanlık : Ruhsal bağımlılık nedeniyle ilaç veya maddelerin devamlı olarak kullanılmasıdır.
Tutkunluk : İlaç veya maddeye karşı ruhsal bağımlılıkla birlikte fiziksel bağımlılığın da oluşmasıdır. İlaç veya maddeye karşı direnç artımı da oluşmaya başladığından bırakılması durumunda artık yoksunluk belirtileri görülmeye başlar.
Bağımlılık : İlaç ya da madde için oluşan alışkanlık ve tutkunluk durumlarına genel olarak bağımlılık denir. Uyuşturucu madde bağımlılığı fiziksel ve ruhsal bağımlılık şeklinde görülür. Uyuşturucu maddelere karşı oluşan ruhsal bağımlılıkta, kullanılan maddenin verdiği zevk veya göreceli rahatlama duygusunu tekrar yaşamak için alınması söz konusudur. Bağımlı olunan madde alınmadığında fiziksel yoksunluk belirtileri görülmeksizin bağımlı maddeyi yalnızca şiddetli olarak alma isteğinin duyulmasına ruhsal bağımlılık denir. Alınan ilaç, veya maddeye karşı direnç artımı görüldüğünde ve bu maddelerin alınmaması durumunda ise fiziksel yoksunluk belirtilerinin görülmesine de fiziksel bağımlılık denir. Fiziksel bağımlılıkta bedensel olarak sürekli olarak ilaç veya maddeyi alma ihtiyacı oluşur.
Direnç artımı (tolerans): Başlangıçta az miktarda alınan ilaç veya maddenin giderek artan oranda alınmasına direnç artımı denir. Direnç artımında başlangıçta alınan dozlar yeterli olmaz ve yüksek dozlarda ilaç veya maddeler alınır. Artan ilaç veya maddenin karşılanmadığı durumlarda ise yoksunluk belirtileri görülür. Bu durumdaki bağımlı her türlü yolu kullanarak ilaç ve maddeyi karşılama yoluna gider.
Yoksunluk belirtileri : İlaç veya maddenin alışılan dozun altında alınması, maddenin kesilmesi, alışılan dozun sağlanamaması durumlarında yoksunluk görülür. Yoksunluk belirtilerinden bazıları, bulantı, kusma, terleme, titreme, ağrılı kramplar vb. dir.
Uyuşturucu maddelerin etkileri
Uyuşturucu maddelerin etkilerinin daha iyi anlaşılması için öncelikle uyuşturucu maddelerin tanınması gerekir. Çünkü her uyuşturucu maddenin farklı etkileri vardır. Uyuşturucu maddelerden bazılarını ve bunların etkilerini aşağıdaki gibi açıklayabiliriz.
Uyku ilaçları ve sakinleştiriciler : Barbituratlar olarak da bilinen uyku ilaçları fiziksel ve ruhsal bağımlılığa neden olur. Uyku ilaçlarına örnek olarak doriden verilebilir. Uyku ilaçlarından kaynaklanan bağımlılıkta aşırı duyarlılık, karaciğerde yağlanma ve kan yapıcı sistemlerde anormallikler görülür. Sakinleştirici ve kaygı giderici olan librium, diazem vb. uzun süre kullanıldığında alışkanlık yapar. Bu maddelerin merkezi sinir sistemine belirgin etkileri vardır.
Eroin, morfin vb. afyon grubu uyuşturucular :
Bu grupta yer alan ilaçlar güçlü ağrı kesicilerdir. Afyon grubu ilaçlar merkezi sinir sistemi üzerine yatıştırıcı olarak etki eder. Bu grupta yer alan ilaçlar çok kısa sürede fiziksel bağımlılığın oluşmasına neden olur. Tedavi amacıyla bu grupta yer alan ilaçlar verildiğinde kan basıncı düşer, nabız ve solunum sayısı azalır, göz bebekleri küçülür. Bu belirtilerin yanında ağızda kuruma, bulantı ve kusma da görülür. Afyon grubu ilaçlar yüksek dozlarda alındığında ise zehirlenme meydana gelir. Solunum daha da yavaşlar, bilinç kaybı olur. Daha sonra ise koma, şok ve ölüm birbirini izler. Afyon grubu uyuşturucu bağımlılığında bu grup uyuşturucu alındığında kişi sakinleşir ve neşelenir. Kişinin geçici olarak ağrıları, kaygıları ve sıkıntıları kaybolurken göreceği neşelenir. Afyon grubu uyuşturucular çok kısa sürede fiziksel ve ruhsal bağımlılık yapar. Bu grup uyuşturucu alanların düşünceleri karışır dikkatleri, bellekleri ve iradeleri zayıflar. Kişilik bozuklukları, ilgisizlik ve çöküntü meydana gelir. Bu tür insanlar hırsızlık, cinayet ve fuhuş olmak üzere her türlü yasa dışı suçu işlerler. Afyon grubu uyuşturuculara olan bağımlılık, bir süre sonra solunum, dolaşım ve karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına neden olur.
Kokain : Toz halinde burundan koklanarak alınan kokain, koka bitkisinin yapraklarından elde edilir. Başlangıçta kişiye keyif veren kokain, bağımlılık oluşmasından sonra bulantı ve kusmaya yol açar, kişinin hareketleri yavaşlar. Uzun süre kullanıldığında ruhsal çöküntüye neden olur.
Esrar : Esrar, hint keneviri denilen bitkinin dişi çiçeklerinin ince dallarıyla birlikte kurutulmasıyla elde edilir. Ruhsal bozukluklara neden olan esrar genelde sigara ile birlikte kullanılır. Esrarı lokum ve tatlı ile alanlar da vardır. Esrar kişide kısa süreli neşelenmelere neden olur. Ruhsal bağımlılığa neden olan esrar, uzun süre kullanıldığında duygu bozukluluğuna, bilinç bulanıklığına korkulu rüyalara, uyku bozukluğuna ve erken bunamalara neden olur.
Uyarıcılar : Amfetamin ve benzeri maddelerin merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkileri vardır. Uyarıcı maddeler, alındığında kişide geçici olan enerjik durum meydana gelir. Kişinin uykusu dağılır. Bu özelliği nedeniyle şoförler, öğrenciler ve geve çalışanlar tarafından kullanımı daha fazladır. Önceleri enerjik bir durum oluşturan uyarıcılar daha sonra bitkinlik oluşturur. Sürekli kullanılmasında ise kişilik ve davranış bozukluklarına neden olur. Kişide kaygı ve şüpheler meydana gelir. Uyarıcılar, kullanan kişide ruhsal bağımlılık yapar.
Halüsinojenler ( Hayal gördürücüler): Halüsinojenler kişinin ruhsal yaşantısını değiştirerek hayal görmesine yol açar. Başlangıçta neşe ve sevinç veren halüsinojenlerin kullanma süresi uzadıkça neşe ve sevinç kaybolarak yerini çeşitli bozukluklara bırakır.
LSD : Çavdar mahmuzu adı verilen zehirli bir mantardan elde edilen LSD kişide uzaklık ve yakınlık kavramlarını bozar. Kişi aşırı heyecanlı olup gözleri donuklaşır. Önceleri oluşan neşe ve sevinç daha sonra yerini korku ve kaygılara bırakır. Yukarıda açıklamaya çalıştığımız uyarıcıların genel olarak etkisi merkezi sinir sistemi üzerinedir. Bir defa alınmakla dahi bağımlılık yapan uyuşturucuların oldukça fazla zararlı olduğunu açıkladık. Bu nedenle tedavi amacıyla kullanılan uyuşturucu ilaçlar hekim kontrolünde ve özel reçete ile verilmelidir. İlaçların kullanım süresi ve dozu hekimin önerdiği şekilde olmalıdır. Yanlış kullanımın bağımlılığa neden olacağı unutulmamalıdır. Hekim önerisi ve kontrolü dışında temin edilen ağrı kesici ve çeşitli ilaçlar, zararları düşünülerek rastgele kullanılmamalıdır.
Uyuşturucu madde : İnsanlar tarafından zararlı etkileri bilindiği halde giderek artan oranlarda alınan keyif verici sakinleştirici ve uyarıcı etkileri olan ilaç veya maddelere uyuşturucu maddeler denir. Uyuşturucu maddeler fiziksel ve ruhsal bağımlılık yaptığından bu maddelerin bırakılmasında yoksunluk durumu meydana gelir.
Kötüye kullanma : İlaç veya maddelerin sağlık amacı dışında keyif verici, sakinleştirici vb. amaçlar için kullanılmasıdır.
Alışkanlık : Ruhsal bağımlılık nedeniyle ilaç veya maddelerin devamlı olarak kullanılmasıdır.
Tutkunluk : İlaç veya maddeye karşı ruhsal bağımlılıkla birlikte fiziksel bağımlılığın da oluşmasıdır. İlaç veya maddeye karşı direnç artımı da oluşmaya başladığından bırakılması durumunda artık yoksunluk belirtileri görülmeye başlar.
Bağımlılık : İlaç ya da madde için oluşan alışkanlık ve tutkunluk durumlarına genel olarak bağımlılık denir. Uyuşturucu madde bağımlılığı fiziksel ve ruhsal bağımlılık şeklinde görülür. Uyuşturucu maddelere karşı oluşan ruhsal bağımlılıkta, kullanılan maddenin verdiği zevk veya göreceli rahatlama duygusunu tekrar yaşamak için alınması söz konusudur. Bağımlı olunan madde alınmadığında fiziksel yoksunluk belirtileri görülmeksizin bağımlı maddeyi yalnızca şiddetli olarak alma isteğinin duyulmasına ruhsal bağımlılık denir. Alınan ilaç, veya maddeye karşı direnç artımı görüldüğünde ve bu maddelerin alınmaması durumunda ise fiziksel yoksunluk belirtilerinin görülmesine de fiziksel bağımlılık denir. Fiziksel bağımlılıkta bedensel olarak sürekli olarak ilaç veya maddeyi alma ihtiyacı oluşur.
Direnç artımı (tolerans): Başlangıçta az miktarda alınan ilaç veya maddenin giderek artan oranda alınmasına direnç artımı denir. Direnç artımında başlangıçta alınan dozlar yeterli olmaz ve yüksek dozlarda ilaç veya maddeler alınır. Artan ilaç veya maddenin karşılanmadığı durumlarda ise yoksunluk belirtileri görülür. Bu durumdaki bağımlı her türlü yolu kullanarak ilaç ve maddeyi karşılama yoluna gider.
Yoksunluk belirtileri : İlaç veya maddenin alışılan dozun altında alınması, maddenin kesilmesi, alışılan dozun sağlanamaması durumlarında yoksunluk görülür. Yoksunluk belirtilerinden bazıları, bulantı, kusma, terleme, titreme, ağrılı kramplar vb. dir.
Uyuşturucu maddelerin etkileri
Uyuşturucu maddelerin etkilerinin daha iyi anlaşılması için öncelikle uyuşturucu maddelerin tanınması gerekir. Çünkü her uyuşturucu maddenin farklı etkileri vardır. Uyuşturucu maddelerden bazılarını ve bunların etkilerini aşağıdaki gibi açıklayabiliriz.
Uyku ilaçları ve sakinleştiriciler : Barbituratlar olarak da bilinen uyku ilaçları fiziksel ve ruhsal bağımlılığa neden olur. Uyku ilaçlarına örnek olarak doriden verilebilir. Uyku ilaçlarından kaynaklanan bağımlılıkta aşırı duyarlılık, karaciğerde yağlanma ve kan yapıcı sistemlerde anormallikler görülür. Sakinleştirici ve kaygı giderici olan librium, diazem vb. uzun süre kullanıldığında alışkanlık yapar. Bu maddelerin merkezi sinir sistemine belirgin etkileri vardır.
Eroin, morfin vb. afyon grubu uyuşturucular :
Bu grupta yer alan ilaçlar güçlü ağrı kesicilerdir. Afyon grubu ilaçlar merkezi sinir sistemi üzerine yatıştırıcı olarak etki eder. Bu grupta yer alan ilaçlar çok kısa sürede fiziksel bağımlılığın oluşmasına neden olur. Tedavi amacıyla bu grupta yer alan ilaçlar verildiğinde kan basıncı düşer, nabız ve solunum sayısı azalır, göz bebekleri küçülür. Bu belirtilerin yanında ağızda kuruma, bulantı ve kusma da görülür. Afyon grubu ilaçlar yüksek dozlarda alındığında ise zehirlenme meydana gelir. Solunum daha da yavaşlar, bilinç kaybı olur. Daha sonra ise koma, şok ve ölüm birbirini izler. Afyon grubu uyuşturucu bağımlılığında bu grup uyuşturucu alındığında kişi sakinleşir ve neşelenir. Kişinin geçici olarak ağrıları, kaygıları ve sıkıntıları kaybolurken göreceği neşelenir. Afyon grubu uyuşturucular çok kısa sürede fiziksel ve ruhsal bağımlılık yapar. Bu grup uyuşturucu alanların düşünceleri karışır dikkatleri, bellekleri ve iradeleri zayıflar. Kişilik bozuklukları, ilgisizlik ve çöküntü meydana gelir. Bu tür insanlar hırsızlık, cinayet ve fuhuş olmak üzere her türlü yasa dışı suçu işlerler. Afyon grubu uyuşturuculara olan bağımlılık, bir süre sonra solunum, dolaşım ve karaciğer fonksiyonlarının bozulmasına neden olur.
Kokain : Toz halinde burundan koklanarak alınan kokain, koka bitkisinin yapraklarından elde edilir. Başlangıçta kişiye keyif veren kokain, bağımlılık oluşmasından sonra bulantı ve kusmaya yol açar, kişinin hareketleri yavaşlar. Uzun süre kullanıldığında ruhsal çöküntüye neden olur.
Esrar : Esrar, hint keneviri denilen bitkinin dişi çiçeklerinin ince dallarıyla birlikte kurutulmasıyla elde edilir. Ruhsal bozukluklara neden olan esrar genelde sigara ile birlikte kullanılır. Esrarı lokum ve tatlı ile alanlar da vardır. Esrar kişide kısa süreli neşelenmelere neden olur. Ruhsal bağımlılığa neden olan esrar, uzun süre kullanıldığında duygu bozukluluğuna, bilinç bulanıklığına korkulu rüyalara, uyku bozukluğuna ve erken bunamalara neden olur.
Uyarıcılar : Amfetamin ve benzeri maddelerin merkezi sinir sistemi üzerinde uyarıcı etkileri vardır. Uyarıcı maddeler, alındığında kişide geçici olan enerjik durum meydana gelir. Kişinin uykusu dağılır. Bu özelliği nedeniyle şoförler, öğrenciler ve geve çalışanlar tarafından kullanımı daha fazladır. Önceleri enerjik bir durum oluşturan uyarıcılar daha sonra bitkinlik oluşturur. Sürekli kullanılmasında ise kişilik ve davranış bozukluklarına neden olur. Kişide kaygı ve şüpheler meydana gelir. Uyarıcılar, kullanan kişide ruhsal bağımlılık yapar.
Halüsinojenler ( Hayal gördürücüler): Halüsinojenler kişinin ruhsal yaşantısını değiştirerek hayal görmesine yol açar. Başlangıçta neşe ve sevinç veren halüsinojenlerin kullanma süresi uzadıkça neşe ve sevinç kaybolarak yerini çeşitli bozukluklara bırakır.
LSD : Çavdar mahmuzu adı verilen zehirli bir mantardan elde edilen LSD kişide uzaklık ve yakınlık kavramlarını bozar. Kişi aşırı heyecanlı olup gözleri donuklaşır. Önceleri oluşan neşe ve sevinç daha sonra yerini korku ve kaygılara bırakır. Yukarıda açıklamaya çalıştığımız uyarıcıların genel olarak etkisi merkezi sinir sistemi üzerinedir. Bir defa alınmakla dahi bağımlılık yapan uyuşturucuların oldukça fazla zararlı olduğunu açıkladık. Bu nedenle tedavi amacıyla kullanılan uyuşturucu ilaçlar hekim kontrolünde ve özel reçete ile verilmelidir. İlaçların kullanım süresi ve dozu hekimin önerdiği şekilde olmalıdır. Yanlış kullanımın bağımlılığa neden olacağı unutulmamalıdır. Hekim önerisi ve kontrolü dışında temin edilen ağrı kesici ve çeşitli ilaçlar, zararları düşünülerek rastgele kullanılmamalıdır.
Oguzhan_16- FORUM ASİSTANI
-
Mesaj Sayısı : 265
Yaş : 31
ŞEHİR : BURSA
HOBİLER : hobisizim
Kayıt tarihi : 27/04/09
Geri: MADDE BAĞIMLILIĞI
Uyuşturucu madde bağımlılığın sebepleri: Uyuşturucu madde bağımlılığının nedenlerini genel olarak üç ana başlıkta toplayabiliriz. Bunlar; Uyuşturucu maddelerin rolü (etkenin rolü), çevresel faktörlerin rolü (aracının rolü), kişisel özelliklerin rolü ( konağın rolü) dür. Uyuşturucu madde bağımlılığına tek bir etken neden olmaz. Çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle bağımlılık meydana gelir. Uyuşturucu madde bağımlılığının nedenlerini aşağıdaki gibi açıklayarak daha iyi öğrenmeye çalışalım.
Uyuşturucu maddelerin rolü (etkenin rolü): Bağımlılık, uyuşturucu maddelerin yapılarından kaynaklanır. Uyuşturucu maddeler, yapılarından kaynaklanan özellikler nedeniyle bir kez dahi kullanılsa bağımlılığa neden olur. Uyuşturucu maddelerin tamamı başlangıçta kısa süreli de olsa keyif verici olduğundan bağımlılığa neden olur. Uyuşturucular sinir sistemindeki reseptörler tarafından alındığından, alışkanlığa neden olur. Kuvvetli ağrı kesici olarak tıpta kullanılan uyuşturucu kaynaklı ilaçlar, tedavi amacı dışında ve yanlış uygulanması bağımlılık oluşmasına neden olur.
Çevresel faktörlerin rolü (aracının rolü): Uyuşturucu madde bağımlılığı nedenleri arasında yer alan çevresel faktör; ailevi, sosyal, kültürel, meslek ve diğer birçok faktörlerden oluşur. Bağımlılıkta aile çok önemlidir. Ailede anne veya babanın uyuşturucu kullanması çocuğunda anne ve babasını örnek alarak uyuşturucuya başlamasına neden olur. Aile içindeki huzursuzluk, geçimsizlik ve dengesiz ilişkiler çocuğu olumsuz etkiler. Bu durumdaki çocuk kötü niyetli kişilerin tuzağına daha çabuk düşer. Ailenin çocuk üzerinde yaptığı aşırı baskı ya da aşırı serbestlik de çocuğu arayışlara iter. Bu arayışlar sonucunda çocuk uyuşturucu bataklığına düşebilir.
Uyuşturucu bağımlılığında sosyo-kültürel faktörler de etkilidir. Kişilerin içinde yaşadığı toplumun gelenek görenek ve bunlara bağlı değer yargıları uyuşturucu bağımlılığına neden olur. Alkol, uyuşturucu vb. maddelerin kullanılmasının bazı toplumlarda hoşgörüyle karşılanması daha da ilerisi alkol kullanmanın çağdaşlık ilericilik olarak görülmesi de uyuşturucuya başlanması için de zemin hazırlar. Örneğin, uyuşturucu kullananlara daha hoşgörülü davranan Hollanda'da uyuşturucu kullananların sayısı diğer Avrupa ülkelerine göre daha fazladır. Kişinin uyuşturucuya bağlanmasında arkadaş çevresi de oldukça etkilidir. Kişinin arkadaş çevresinde uyuşturucu bağımlısı varsa zamanla uyuşturucuya başlama riski oldukça yüksektir. Arkadaşta görülen uyuşturucunun bir defa dahi denenmesinin bağımlılık yaptığı unutulmamalıdır. Kötü niyetli kişiler kendilerine maddi gelir sağlamak veya kişileri yasa dışı işlerde kullanmak için uyuşturucuya bağımlı duruma getirirler. Özellikle terör örgütleri ve beyaz kadın ticaretinde bu yolla birçok kişi bağımlı duruma getirilerek yasa dışı işlerde kullanılmaktadır.
Kişisel özelliklerin rolü (konağın rolü): Uyuşturucu bağımlılığında kişinin bazı özellikleri etkilidir. Kişilik özelliklerine örnek olarak kalıtım, zeka durumu, çeşitli vücut kusurları kişinin duygusal durumu verilebilir. Kişilik özelliklerinden dolayı kişinin kesin olarak uyuşturucu bağımlısı olduğu söylenemez. Sadece bu özelliklerin uyuşturucu bağımlılığına etkili olacağı söylenebilir. Uyuşturucu bağımlılığı genelde duyguların çok karışık olduğu genç yaşlarda başlar. Genç, yaşının verdiği enerjik durum ve karmaşık duyguları nedeniyle kolaya uyuşturucu tacirlerinin daha sonra da uyuşturucunun pençesine düşer. Bütün bunların yanın da kişiyi uyuşturucunun pençesine düşüren bir çok etmen vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz ;
- Uyuşturucuya merak duyma,
- Gençlerdeki macera duygusu,
- Yasaklara karşı duyulan istek,
- Arkadaş çevresinin baskıları,
- Sorumluluktan kaçma,
- Kişinin hiçbir amacı olmadan boşlukta kalması,
- Kişinin kendine olan güvensizliği,
- Başarısızlığı gizleme vb. davranışlar nedeniyle uyuşturucuya bağımlılık oluşur.
Sonuçları : Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerden dolayı uyuşturucu, kişiyi kendisine bağımlı duruma getirir. Kişinin uyuşturucuya bağımlı hale gelmesi üç aşamalı dönemde gerçekleşir. Uyuşturucu bağımlılık dönemleri sırasıyla;
Alışma dönemi, doyma dönemi, düşkünlük dönemidir.
Uyuşturucu bağımlılık dönemlerini sırasıyla açıklayalım:
Alışma Dönemi : Uyuşturucu madde bağımlılığı bazen doktor kontrolünde alınan ilaçların kullanımının tedavisi bittikten sonra kullanılmasıyla meydana gelir. Kişi hekim kontrolünde kullandığı ilacın, keyif verici etkisine alışması nedeniyle daha sonra da aynı keyfi yaşamak için ilaca alışır. Genellikle bir kez denemek için kullanılan uyuşturucu maddeler kişiye verdiği geçici keyif ve iyilik durumunu tekrar yaşamak için alınma ihtiyacı doyurur. Dolayısıyla tekrar uyuşturucu maddeyi alır. Daha sonra uyuşturucu maddeyi tekrar almak için kendi kendine gerekçeler bulur. Alışma döneminde fiziksel ve ruhsal bağımlılık durumları tam olarak henüz oluşmadığından uyuşturucunun yıkıcı etkileri azdır. Dolayısıyla kişiye en kolay yardım edilecek dönem bu dönemdir. Kişinin çevresi ve doktoru yardım ettiğinde bağımlılığın ileri dönemlerine geçmesi önlenir. Alışma döneminde uyuşturucunun kişide oluşturduğu bazı davranış bozuklukları görülür. Bunlar;
- Durgunluk, dalgınlık ve unutkanlık,
- Nedeni belli olmayan sıkıntılar,
- Yersiz ve dengesiz neşe,
- Arkadaş çevresini değiştirerek uyuşturucuyu karşılayabilecek yeni arkadaş gruplarına katılma,
- Normalden daha fazla para harcama gibi durumlar görülür.
Doyma dönemi : Bu dönemde fiziksel bağımlılık oluştuğundan kişi artık bağımlı olduğu maddeden kolayca kurtulabileceği konusunda kendisine eskisi kadar güvenemez. Uyuşturucu maddeyi bulamadığı zaman yoksunluk durumları görülmeye başlar. Bu dönemdeki kişide;
- Ani öfke nöbetleri,
- Sindirim sistemi bozuklukları,
- Terleme, titreme ve çarpıntı,
- Dalgınlık ve dikkatini toplayamama,
- Çevresine ve ailesine ilgisizlik,
- İş hayatında aksamalar,
- Daha fazla para bulma ihtiyacı vb. sorunlar görülür.
Uyuşturucu alabilmek için kişiye daha fazla para gerektiğinden zamanla evindeki eşyaları satmaya başlar. Daha sonra ise satacak birşey bulamadığında hırsızlık, fuhuş vb. yasa dışı işler yapmaya başlar. Doyma döneminde uyuşturucuya direnç artımı oluştuğundan, tedavi artık bu amaca uygun sağlık kuruluşlarından yapılır. Bu dönemdeki bağımlıyı kurtarmak için çok sıkı bir tedavi uygulanması gerekir.
Düşkünlük dönemi : Doyma döneminde gerekli tedavi yapılmadığı zaman bağımlılığın en son safhası olan düşkünlük dönemi meydana gelir. Düşkünlük döneminde ruhsal, bedensel ve sosyal yıkım birbirini izler. Uyuşturucu maddeler başta merkezi sinir sistemi olmak üzere karaciğer ve böbreklerde tahribata neden olur. Doku ve organlarda meydana gelen tahribat giderek vücutta genel bir tükenme sürecine yol açar. Hastalıklara karşı vücudun direnci düşer. Buna bağlı olarak birçok hastalık meydana gelir. Kişide ruhsal çöküntüler ağırlaşmaya başlar. Uyuşturucu maddenin karşılanması için suç işleme eğilimi oldukça yüksektir. Uyuşturucu madenin kullanılmasını sırasında hastalık taşıyan bağımlılardan AIDS, hepatit vb. hastalıklar enjektör yoluyla bulaşır. Düşkünlük döneminde giderek dozun artırılması uyuşturucu kullananlarda ani zehirlenmelere neden olur. Uyuşturucudan zehirlenme durumunda görülen belirtileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
- Uyaranlara karşı (ışık, ses, dokunma) aşırı tepki gösterir.
- Kişi aşırı derecede huzursuzdur.
- Kişide terleme, bulantı ve kusma meydana gelir.
- Soluk alma, kan basıncı ve nabızda düzensizlik görülür.
- Kişi idrar ve dışkısının kontrol edemez.
- Kişide sara benzeri bayılma nöbetleri, titreme ve denge bozuklukları görülür.
- Zehirlenme sonunda kişide derin koma ve ölüm birbirini izler.
Yukarıda nedenlerini ve sonuçlarını açıklamaya çalıştığımız uyuşturucu bağımlılığı son yıllarda hızla halkımızı, özellikle, de gençlerimizi tehdit etmektedir. bir toplumun yok olmasına neden olabilecek olan uyuşturucu maddelerin imali, ithali, alınması ve satılması yasalarımıza göre suç olup ağır cezalar gerektirmektedir. Uyuşturucu maddeleri bulundurmak, alımına yardımcı olmak ve sahte reçete ile eczahanelerden bu tür ilaçları temin etmek de aynı şekilde suç olup cezayı gerektirmektedir.
Uyuşturucu maddelerin rolü (etkenin rolü): Bağımlılık, uyuşturucu maddelerin yapılarından kaynaklanır. Uyuşturucu maddeler, yapılarından kaynaklanan özellikler nedeniyle bir kez dahi kullanılsa bağımlılığa neden olur. Uyuşturucu maddelerin tamamı başlangıçta kısa süreli de olsa keyif verici olduğundan bağımlılığa neden olur. Uyuşturucular sinir sistemindeki reseptörler tarafından alındığından, alışkanlığa neden olur. Kuvvetli ağrı kesici olarak tıpta kullanılan uyuşturucu kaynaklı ilaçlar, tedavi amacı dışında ve yanlış uygulanması bağımlılık oluşmasına neden olur.
Çevresel faktörlerin rolü (aracının rolü): Uyuşturucu madde bağımlılığı nedenleri arasında yer alan çevresel faktör; ailevi, sosyal, kültürel, meslek ve diğer birçok faktörlerden oluşur. Bağımlılıkta aile çok önemlidir. Ailede anne veya babanın uyuşturucu kullanması çocuğunda anne ve babasını örnek alarak uyuşturucuya başlamasına neden olur. Aile içindeki huzursuzluk, geçimsizlik ve dengesiz ilişkiler çocuğu olumsuz etkiler. Bu durumdaki çocuk kötü niyetli kişilerin tuzağına daha çabuk düşer. Ailenin çocuk üzerinde yaptığı aşırı baskı ya da aşırı serbestlik de çocuğu arayışlara iter. Bu arayışlar sonucunda çocuk uyuşturucu bataklığına düşebilir.
Uyuşturucu bağımlılığında sosyo-kültürel faktörler de etkilidir. Kişilerin içinde yaşadığı toplumun gelenek görenek ve bunlara bağlı değer yargıları uyuşturucu bağımlılığına neden olur. Alkol, uyuşturucu vb. maddelerin kullanılmasının bazı toplumlarda hoşgörüyle karşılanması daha da ilerisi alkol kullanmanın çağdaşlık ilericilik olarak görülmesi de uyuşturucuya başlanması için de zemin hazırlar. Örneğin, uyuşturucu kullananlara daha hoşgörülü davranan Hollanda'da uyuşturucu kullananların sayısı diğer Avrupa ülkelerine göre daha fazladır. Kişinin uyuşturucuya bağlanmasında arkadaş çevresi de oldukça etkilidir. Kişinin arkadaş çevresinde uyuşturucu bağımlısı varsa zamanla uyuşturucuya başlama riski oldukça yüksektir. Arkadaşta görülen uyuşturucunun bir defa dahi denenmesinin bağımlılık yaptığı unutulmamalıdır. Kötü niyetli kişiler kendilerine maddi gelir sağlamak veya kişileri yasa dışı işlerde kullanmak için uyuşturucuya bağımlı duruma getirirler. Özellikle terör örgütleri ve beyaz kadın ticaretinde bu yolla birçok kişi bağımlı duruma getirilerek yasa dışı işlerde kullanılmaktadır.
Kişisel özelliklerin rolü (konağın rolü): Uyuşturucu bağımlılığında kişinin bazı özellikleri etkilidir. Kişilik özelliklerine örnek olarak kalıtım, zeka durumu, çeşitli vücut kusurları kişinin duygusal durumu verilebilir. Kişilik özelliklerinden dolayı kişinin kesin olarak uyuşturucu bağımlısı olduğu söylenemez. Sadece bu özelliklerin uyuşturucu bağımlılığına etkili olacağı söylenebilir. Uyuşturucu bağımlılığı genelde duyguların çok karışık olduğu genç yaşlarda başlar. Genç, yaşının verdiği enerjik durum ve karmaşık duyguları nedeniyle kolaya uyuşturucu tacirlerinin daha sonra da uyuşturucunun pençesine düşer. Bütün bunların yanın da kişiyi uyuşturucunun pençesine düşüren bir çok etmen vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz ;
- Uyuşturucuya merak duyma,
- Gençlerdeki macera duygusu,
- Yasaklara karşı duyulan istek,
- Arkadaş çevresinin baskıları,
- Sorumluluktan kaçma,
- Kişinin hiçbir amacı olmadan boşlukta kalması,
- Kişinin kendine olan güvensizliği,
- Başarısızlığı gizleme vb. davranışlar nedeniyle uyuşturucuya bağımlılık oluşur.
Sonuçları : Yukarıda açıklamaya çalıştığımız nedenlerden dolayı uyuşturucu, kişiyi kendisine bağımlı duruma getirir. Kişinin uyuşturucuya bağımlı hale gelmesi üç aşamalı dönemde gerçekleşir. Uyuşturucu bağımlılık dönemleri sırasıyla;
Alışma dönemi, doyma dönemi, düşkünlük dönemidir.
Uyuşturucu bağımlılık dönemlerini sırasıyla açıklayalım:
Alışma Dönemi : Uyuşturucu madde bağımlılığı bazen doktor kontrolünde alınan ilaçların kullanımının tedavisi bittikten sonra kullanılmasıyla meydana gelir. Kişi hekim kontrolünde kullandığı ilacın, keyif verici etkisine alışması nedeniyle daha sonra da aynı keyfi yaşamak için ilaca alışır. Genellikle bir kez denemek için kullanılan uyuşturucu maddeler kişiye verdiği geçici keyif ve iyilik durumunu tekrar yaşamak için alınma ihtiyacı doyurur. Dolayısıyla tekrar uyuşturucu maddeyi alır. Daha sonra uyuşturucu maddeyi tekrar almak için kendi kendine gerekçeler bulur. Alışma döneminde fiziksel ve ruhsal bağımlılık durumları tam olarak henüz oluşmadığından uyuşturucunun yıkıcı etkileri azdır. Dolayısıyla kişiye en kolay yardım edilecek dönem bu dönemdir. Kişinin çevresi ve doktoru yardım ettiğinde bağımlılığın ileri dönemlerine geçmesi önlenir. Alışma döneminde uyuşturucunun kişide oluşturduğu bazı davranış bozuklukları görülür. Bunlar;
- Durgunluk, dalgınlık ve unutkanlık,
- Nedeni belli olmayan sıkıntılar,
- Yersiz ve dengesiz neşe,
- Arkadaş çevresini değiştirerek uyuşturucuyu karşılayabilecek yeni arkadaş gruplarına katılma,
- Normalden daha fazla para harcama gibi durumlar görülür.
Doyma dönemi : Bu dönemde fiziksel bağımlılık oluştuğundan kişi artık bağımlı olduğu maddeden kolayca kurtulabileceği konusunda kendisine eskisi kadar güvenemez. Uyuşturucu maddeyi bulamadığı zaman yoksunluk durumları görülmeye başlar. Bu dönemdeki kişide;
- Ani öfke nöbetleri,
- Sindirim sistemi bozuklukları,
- Terleme, titreme ve çarpıntı,
- Dalgınlık ve dikkatini toplayamama,
- Çevresine ve ailesine ilgisizlik,
- İş hayatında aksamalar,
- Daha fazla para bulma ihtiyacı vb. sorunlar görülür.
Uyuşturucu alabilmek için kişiye daha fazla para gerektiğinden zamanla evindeki eşyaları satmaya başlar. Daha sonra ise satacak birşey bulamadığında hırsızlık, fuhuş vb. yasa dışı işler yapmaya başlar. Doyma döneminde uyuşturucuya direnç artımı oluştuğundan, tedavi artık bu amaca uygun sağlık kuruluşlarından yapılır. Bu dönemdeki bağımlıyı kurtarmak için çok sıkı bir tedavi uygulanması gerekir.
Düşkünlük dönemi : Doyma döneminde gerekli tedavi yapılmadığı zaman bağımlılığın en son safhası olan düşkünlük dönemi meydana gelir. Düşkünlük döneminde ruhsal, bedensel ve sosyal yıkım birbirini izler. Uyuşturucu maddeler başta merkezi sinir sistemi olmak üzere karaciğer ve böbreklerde tahribata neden olur. Doku ve organlarda meydana gelen tahribat giderek vücutta genel bir tükenme sürecine yol açar. Hastalıklara karşı vücudun direnci düşer. Buna bağlı olarak birçok hastalık meydana gelir. Kişide ruhsal çöküntüler ağırlaşmaya başlar. Uyuşturucu maddenin karşılanması için suç işleme eğilimi oldukça yüksektir. Uyuşturucu madenin kullanılmasını sırasında hastalık taşıyan bağımlılardan AIDS, hepatit vb. hastalıklar enjektör yoluyla bulaşır. Düşkünlük döneminde giderek dozun artırılması uyuşturucu kullananlarda ani zehirlenmelere neden olur. Uyuşturucudan zehirlenme durumunda görülen belirtileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
- Uyaranlara karşı (ışık, ses, dokunma) aşırı tepki gösterir.
- Kişi aşırı derecede huzursuzdur.
- Kişide terleme, bulantı ve kusma meydana gelir.
- Soluk alma, kan basıncı ve nabızda düzensizlik görülür.
- Kişi idrar ve dışkısının kontrol edemez.
- Kişide sara benzeri bayılma nöbetleri, titreme ve denge bozuklukları görülür.
- Zehirlenme sonunda kişide derin koma ve ölüm birbirini izler.
Yukarıda nedenlerini ve sonuçlarını açıklamaya çalıştığımız uyuşturucu bağımlılığı son yıllarda hızla halkımızı, özellikle, de gençlerimizi tehdit etmektedir. bir toplumun yok olmasına neden olabilecek olan uyuşturucu maddelerin imali, ithali, alınması ve satılması yasalarımıza göre suç olup ağır cezalar gerektirmektedir. Uyuşturucu maddeleri bulundurmak, alımına yardımcı olmak ve sahte reçete ile eczahanelerden bu tür ilaçları temin etmek de aynı şekilde suç olup cezayı gerektirmektedir.
Oguzhan_16- FORUM ASİSTANI
-
Mesaj Sayısı : 265
Yaş : 31
ŞEHİR : BURSA
HOBİLER : hobisizim
Kayıt tarihi : 27/04/09
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:39 am tarafından GNCTRK
» Başlat > Çalıştır' da çalıştırabileceğiniz programların listesi
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:37 am tarafından GNCTRK
» CEP TELEFONU VE GİZLİ KODLAR
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:36 am tarafından GNCTRK
» CEP TELEFONLARINDA ATERİ OYUNLARI OYNAMAK !
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:35 am tarafından GNCTRK
» AKRABALARINIZI BULUN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:34 am tarafından GNCTRK
» TCP İP KOMUTLARI
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:32 am tarafından GNCTRK
» IE HATA VERİNCE TÜM PENCERELER KAPANMASIN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:30 am tarafından GNCTRK
» RESİMLERE YAZI YAZIN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:28 am tarafından GNCTRK
» CDRW'LAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:27 am tarafından GNCTRK
» BELLEKTE SAKLANAN DLL'LERİN SİLİNMESİ
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:25 am tarafından GNCTRK
» KISAYOLLARDAKİ OK'LARI KALDIRMAK
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:24 am tarafından GNCTRK
» GÜVENLİK KAMERALARI İLE ÜLKELERİ GEZİN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:23 am tarafından GNCTRK
» ONLINE FOOTBALL MANAGER 2009
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:22 am tarafından GNCTRK
» KLAYVEDE OLMAYAN KARAKTERLER
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:20 am tarafından GNCTRK
» Borland C/C++ 5.5 Derleyicisi Kurulumu
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:05 am tarafından GNCTRK
» Varlık Felsefesi
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:33 am tarafından GNCTRK
» SİYASET FELSEFESİ
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:32 am tarafından GNCTRK
» AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:30 am tarafından GNCTRK
» Entüisyonizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:29 am tarafından GNCTRK
» Fatalizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:28 am tarafından GNCTRK
» Feminizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:27 am tarafından GNCTRK
» İdealizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:26 am tarafından GNCTRK
» Postmodernizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:25 am tarafından GNCTRK
» Pozitivizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:23 am tarafından GNCTRK
» Pragmatizm (Uygulayıcılık) / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:22 am tarafından GNCTRK