Giriş yap
En son konular
Kimler hatta?
Toplam 68 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 68 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 288 kişi Ptsi Ekim 14, 2024 5:18 pm tarihinde online oldu.
REKLAM ALANI
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Istatistikler
Toplam 11 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: Baharx
Kullanıcılarımız toplam 1431 mesaj attılar bunda 1311 konu
HIV/AIDS IN BULASMA YOLLARI VE KORUMA
e-GENC :: HAYATIN İÇİNDEN :: SAĞLIK
1 sayfadaki 1 sayfası
HIV/AIDS IN BULASMA YOLLARI VE KORUMA
HIV/AIDS'in Bulaş Yolları ve Korunma
/ Risk gruplarına göre HIV/AIDS olguları incelendiğinde:
%46.3 heteroseksüel,
%9.48 damar içi madde kullananlar,
%9 homoseksüel,
%5.5 kan transfüzyonu (%1.5 hemofili hastaları, %4 diğer) yolu ile,
%0.85 anneden bebeğe geçiş,
%28.1 ise bilinmeyenlerden oluştuğu görülmektedir.
%28.1 gibi büyük bir oran göstermektedir ki eksik bildirim söz konusudur ve bu da ülkemizdeki epideminin boyutunu öğrenmedeki güçlüğü gözler önüne sermektedir.
Cinsel yolla bulaşma
HIV enfeksiyonunun en önemli bulaş yolu cinsel temastır. HIV/AIDS her türlü cinsel temasla (homoseksüel, heteroseksüel, vajinal, oral, anal) bulaşmaktadır. Semen (meni) ya da kanla temasa neden olabilecek her türlü cinsel etkinlikte bulaş riski bulunmaktadır. Bu tür bulaşa bağışık hiç kimse bulunmamaktadır. Bulaş için HIV (+) kişi ile yapılan tek bir cinsel temas bile yeterli olmakta ancak cinsel temas sayısı arttıkça bulaş riski artmaktadır.
Cinsel aktiviteden bütünüyle kaçınarak ya da enfekte olmayan eşle monogamik bir ilişki sürdürerek HIV enfeksiyonunun bulaşı önlenebilmektedir. Cinsel temas sırasında prezervatif (kondom, kılıf) kullanılmasının koruyuculuğu, kondomun lateks olması, doğru ve sürekli kullanılması, yırtık ya da delik olmaması kaydıyla kanıtlanmıştır. Kadınlar için hazırlanmış olan intravajinal kondomlar da doğru ve sürekli kullanımla etkili olmaktadırlar.
Kan ve kan ürünleri ile bulaşma
Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. 1985 yılında antikor testlerinin bulunması ile dünyanın her yerinde kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden test edilmesi zorunlu kılınmıştır. Türkiye'de 1987 yılından beri tüm kan ve kan ürünlerine ELISA yöntemi ile antikor saptandıktan sonra hastaya verilmektedir, bu nedenle kan ve kan ürünleri ile olan bulaş azalmış gözükmektedir. Ancak hastalığın pencere döneminin olması, acil durumlarda test yapılmadan kan ve kan ürünlerinin kullanılabilmesi nedenleri ile oranı çok azda olsa bu yolla geçiş bildirilmektedir. Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi, kullanılıyorsa ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup hastalarda HIV bulaş riskini azaltmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri'nde devlet tarafından temiz enjektör dağıtım programları uygulanmakta ve çalışmalar önemli ölçüde başarı sağlandığını bildirmektedir. Gelişmiş ülkelerde enjektör paylaşımının azaldığı, steril iğne satın alınışında ve iğne temizleme işlemlerinde artma gözlendiği saptanmaktadır.
Anneden bebeğe bulaşma
HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve postpartum (doğum sonrası) dönemde emzirmekle bebeğe geçebilmektedir. Bu oran %20-30'dur. Ancak HIV (+) anneye gebeliğinin son üç ayında, doğumdan sonra da bebeğe antiretroviral tedavi başlanır ve elektif sezaryen uygulanırsa bu oran %8-10'lara düşebilmektedir.
Perinatal(Doğum sırasında) geçişte korunmada önemli olan öncelikle HIV prevalansı(görülme sıklığı) yüksek olan bölgelerde doğurganlık yaşındaki ve HIV enfeksiyon riski olan kadınlara hastalığı öğretebilmektedir. Eğer kadın HIV (+) ise doğum kontrol yöntemleri öğretilmeye çalışılmaktadır. Buna karşın gebe kalan HIV (+) kadınlara erken dönemde kürtaj yapılması pek çok ülke tarafından kabul edilmektedir. Eğer anne adayı bebeği doğurmak istiyorsa gebeliğin son üç ayında anneye, doğumdan sonra da bebeğe antiretroviral tedavi başlanmakta ve hasta yakın izleme alınmaktadır.
Sağlık personeline bulaşma
Sağlık personeline kan ile kontamine olmuş (bulaşmış) vücut sıvılarıyla temas sonucunda HIV'nin geçişi olanaklı olabilmektedir. Kontamine iğne batmasını izleyen serokonversiyon riski %0.3 iken, mukoza ya da derinin kanla kontamine vücut sıvılarıyla teması sonucunda serokonversiyon riski çok daha düşüktür. Sağlık personeli öykü ve fizik inceleme ile enfekte hastaları ayırt etme olanağına sahip olamadıklarından korunmak için tüm hastaların kan ve diğer vücut sıvılarını potansiyel enfekte kabul ederek evrensel önlemlere uyarak çalışmalıdırlar.
Ülkemizde henüz sayıları bini bulan HIV enfekte olgular için hasta sayıları milyonları bulan ülkelerden örnek alarak, sayıların daha da artmasını engellemek için çalışmalarımızı artırmalıyız. HIV infeksiyonunun bulaş yollarını bilmek, korunmayı öğrenmek, öğretmek ve davranış değişikliğinde bulunulmasını sağlamak, HIV/AIDS'li hastaları toplumdan dışlamadan hep birlikte elele vererek yaşamakla bu hastalığa karşı savaşım verebiliriz
Kalıcı Bağlantı Yorum (1) Yorum yaz!
grip olmayın17/1/2009 · Kategori: sağlık
Size 1,5 ile 5 gün arasında zaman kaybettiriyor…
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Viroloji ve İmmünoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur, grip nedeniyle oluşan iş günü kaybının 1,5 ile 4,9 gün arasında değiştiğini, kayıpların toplum açısından büyük maliyetler yarattığını bildirdi.
Prof. Dr. Badur, yaptığı yazılı açıklamada, son 15 yıldır özellikle çocuklarda ve risk gruplarındaki kişilerde oluşturduğu olumsuzluklar üzerinde durulan gribin, son yıllarda çalışan kesim üzerindeki olumsuzluklarının da irdelenmeye başlandığını belirtti.
Son 13 yılın bilimsel makale taramalarının, gribin maliyetinin Almanya ve Fransa’da yılda 10-15 milyar dolara kadar yükseldiğini gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Badur, iş yerlerinde gribal enfeksiyonlara karşı mücadele etmenin ve salgın öncesinde gerekli tedbirleri almanın iş dünyası açısından hayati önem taşıdığını vurguladı.
Avrupa Grip Gözlem Komitesi (EISS) ile Avrupa Hastalıktan Korunma ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) 2008 yılı başında Avrupa’daki grip dalgası konusunda kamuoyunu bilgilendirdiğini ve gerekli önlemlerin alınması konusunda uyarıda bulunduğunu anımsatan Prof. Dr. Badur, Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Bankası’nın da yayımladıkları raporda, grip ve kuş gribi konusunda uyarılarını tekrarladığını ifade etti.
Son 15 yılda, en fazla küçük çocuklarda etkili olan mevsimsel gribin, artık ciddi biçimde çalışan yetişkinler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ve iş gücü kayıplarına yol açtığını belirten Prof. Dr. Badur, şunları kaydetti:
”Gribin 3-4 günlük akut dönemini atlattıktan sonra işe dönen çalışanların performansı yüzde 80 düşüyor, tam olarak iyileşmeleri ise 1-2 haftayı buluyor. İş gücü kayıpları sadece yetişkinlerin kendi hastalığından kaynaklanmıyor, grip olan çocuklarına bakmak için evde kalan yetişkinlerin iş günü kayıpları da 7 güne kadar çıkıyor. Çocukları ile ilgilenmek zorunda kalan yetişkinler, iş yerine gelseler bile uykusuz oldukları için iyi bir performans gösteremiyor. Grip nedeniyle oluşan iş günü kaybı 1,5 ile 4,9 gün arasında değişiyor. İş günü kaybı ve hastalık sonrası işe dönen kişilerin düşük kapasiteyle çalışmaya devam etmelerinden doğan üretim kayıpları, toplum açısından büyük maliyetler yaratıyor.”
Gripten korunma ve aynı zamanda grip tedavisinin birçok etkili yöntemi olduğunu belirten Prof. Dr. Badur, açıklamasında, ”Gribin toplum üzerindeki ekonomik yükünü azaltmak için bu yöntemlerden faydalanılmalıdır. Özellikle toplu grip salgını ihtimalinin bulunduğu iş yerlerinde gerekli önlemleri almak, iş yeri sahibinin sorumluluğu olmalıdır. Bu bilinçle hareket etmek, iş yerlerindeki bu kayıpları da minimuma indirebilecek, diğer yandan da toplum sağlığı anlamında olumlu bir adım atılabilecektir” ifadesine yer verdi.
AA
http://www.haberturk.com/haber.asp?
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
menisküs20/12/2008 · Kategori: sağlık
Menisküs, insan dizinin bir bölümü. Terim halk arasında bir diz hastalığını tanımlamak için kullanılır. Menisküs rahatsızlıkları sadece sporcularda değil, dizini herhangi bir şekilde zorlamış herkeste görülebilir.
menisküs yırtığı dizde ağrı, kilitlenme, hareket kısıtlılığı ve sıvı toplanması gibi çeşitli şikayetlere neden olur
Menisküs nedir? Fonksiyonlari nelerdir?
Menisküs diz ekleminin içerisinde -C ve -O seklinde kulak kepçesi kivamindaki kikirdak ince yastikçiklardir. Her iki diz içerisinde 2 tane bulunur. Eklem sikiligini saglamak, diz eklemini olusturan kemiklerin temas yüzeylerini artirmak, kemiklerin üzerine düsen basinci dagitmak, sok kuvvetleri emmek, diz içi sivisinin eklem kikirdaklarina yayilmasini saglamak ve eklemin beslenmesini saglamak gibi görevleri vardir.
Menisküs yaralanma sebepleri nelerdir?
- Dize direk gelen darbeler; trafik kazalari, diz üzerine düsmeler, diz üzerine gelen tekmeler gibi
- Indirek yaralanmalar; ayak yerde sabitken gövdenin diz üzerinde dönmesi futbol, kayak gibi spor aktiviteleri, ayak takilmasi sonucu diz üzerinde vücudun dönmesi
- Dejeneratif yaralanmalar; genelde yaslilarda ve küçük darbelerin birikimi sonucu menisküsün parçalanmasi
Menisküs yaralanmasinin belirtileri nelerdir?
- Agri ve sislik
- Eklem hareket açikliginda azalma
- Diz içerisinde sivi birikmesi
- Takilma
- Kilitlenme
- Bosalma hissi
Menisküs yaralanmasinin tanisi nasil konulur?
Erken teshis önemlidir. Basit düsme veya spor faaliyetleri sonrasinda olusan agri ve sislik basite alinmamali, doktora basvurulmalidir. Yırtık zaman içerisinde kıkırdak hasarı ve zaman içerisinde kireçlenmeye neden olabilir. Iyi bir hikaye ve dizin çesitli manevralar ile muayenesi tanida önemlidir. Gerekli görülürse MR ve tani amaçli artroskopi yapilabilir.
Menisküs nasil tedavi edilir?
Baslangiç tedavisi istirahat, buz uygulama, bandaj ile kompresyon ve dizin yukarida tutulmasidir. Agri ve şişligi gidermeye yönelik inflamasyon giderici ilaçlar kullanilabilir. Fizik tedavi ve kas güçlendirici egzersizlerden faydalanilabilir. Menisküsün 1/3 dis bölümünde kan dolasimi vardir, bu bölgelerdeki yırtıklar menisküs kendi beslenmesi sayesinde yirtik tamir edilebilir. 2/3 iç kisim ise tam tamir olmaz. Menisküsün iyilesemedigi ve şikayetlerin devam ettigi durumda cerrahi müdahale gerekmektedir. Menisküs yirtiklari kikirdakta asinma ve ileri dönemde kireçlenmeye neden olabildigi için genç ve aktif yasam süren kisilere cerrahi önerilebilir. Cerrahi sonrasi rehabilitasyon tedavinin önemli bir parçasidir. Artroskopi ile yapilan kapali cerrahi ve sonrasinda iyi bir rehabilitasyon ile kisi 3-5 günde günlük hayatina, 3-5 haftada ise spora dönebilmektedir. Artroskopi ile kivrilan yırtık parçasi alinarak ya da yirtik dikilerek onarma mümkündür. Yirtik onarma isleminden sonra iyilesme süreci bir miktar daha uzayabilir.
kaynak: Op.Dr.MEHMET TUFAN
Kalıcı Bağlantı Yorum (2) Yorum yaz!
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
Disk kayması(ortopedi)20/12/2008 · Kategori: sağlık
Disk kayması ağrıya yol açabilir ve zamanla normal hareketi kısıtlar. Ancak, vakaların büyük bir bölümü, zamanla tam olarak iyileşir. Sırt ve bel sorunları, ağrılı rahatsızlıkların en sık rastlanan nedenlerindendir...
Sırt ağrısının birçok nedeni vardır; disk kayması bunlardan yalnızca biridir. Aslında, birçok sırt ağrısı vakasında ağrı kendiliğinden geçer. Tıbbi tedavi, ancak ağrı yineliyorsa ve çok şiddetliyse uygulanır.
Diskler, belkemiğini oluşturan omurlar arasında yer alan doku yastıklarıdır. Her disk, bağ dokusundan, sert bir dış tabaka ile daha yumuşak, peltemsi yapıda, "çekirdek" denen bir iç tabakadan oluşur. Diskin işlevleri, omurlar arasında sıkı bir bağlantı sağlamak ve bir yastık gibi, belkemiği kolonuna binen yükü soğurmaktır.
Bir disk kaymasında disk, gerçekten kaymış değildir. Sert dış tabaka yarılır; daha yumuşak iç tabaka, tıpkı diş macununun tüpteki bir yarıktan fışkırması gibi, yarıktan dışarı çıkar. Diskin yumuşak iç tabakası, çocuklukta iyice yumuşak ve peltemsi kıvamdadır. Yıllar geçtikçe bu madde yavaş yavaş kurur; orta yaşta pelte kıvamını yitirir; yaş ilerledikçe de katılaşır. Daha ileri yaşlarda disk, nedbe dokusu gibi bir nitelik kazanır. Bu nedenle, yaş ilerledikçe disk kayması olasılığı azalır ve bu durum, bir genç ya da orta yaş rahatsızlığı sayılabilir.
/ Risk gruplarına göre HIV/AIDS olguları incelendiğinde:
%46.3 heteroseksüel,
%9.48 damar içi madde kullananlar,
%9 homoseksüel,
%5.5 kan transfüzyonu (%1.5 hemofili hastaları, %4 diğer) yolu ile,
%0.85 anneden bebeğe geçiş,
%28.1 ise bilinmeyenlerden oluştuğu görülmektedir.
%28.1 gibi büyük bir oran göstermektedir ki eksik bildirim söz konusudur ve bu da ülkemizdeki epideminin boyutunu öğrenmedeki güçlüğü gözler önüne sermektedir.
Cinsel yolla bulaşma
HIV enfeksiyonunun en önemli bulaş yolu cinsel temastır. HIV/AIDS her türlü cinsel temasla (homoseksüel, heteroseksüel, vajinal, oral, anal) bulaşmaktadır. Semen (meni) ya da kanla temasa neden olabilecek her türlü cinsel etkinlikte bulaş riski bulunmaktadır. Bu tür bulaşa bağışık hiç kimse bulunmamaktadır. Bulaş için HIV (+) kişi ile yapılan tek bir cinsel temas bile yeterli olmakta ancak cinsel temas sayısı arttıkça bulaş riski artmaktadır.
Cinsel aktiviteden bütünüyle kaçınarak ya da enfekte olmayan eşle monogamik bir ilişki sürdürerek HIV enfeksiyonunun bulaşı önlenebilmektedir. Cinsel temas sırasında prezervatif (kondom, kılıf) kullanılmasının koruyuculuğu, kondomun lateks olması, doğru ve sürekli kullanılması, yırtık ya da delik olmaması kaydıyla kanıtlanmıştır. Kadınlar için hazırlanmış olan intravajinal kondomlar da doğru ve sürekli kullanımla etkili olmaktadırlar.
Kan ve kan ürünleri ile bulaşma
Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. 1985 yılında antikor testlerinin bulunması ile dünyanın her yerinde kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden test edilmesi zorunlu kılınmıştır. Türkiye'de 1987 yılından beri tüm kan ve kan ürünlerine ELISA yöntemi ile antikor saptandıktan sonra hastaya verilmektedir, bu nedenle kan ve kan ürünleri ile olan bulaş azalmış gözükmektedir. Ancak hastalığın pencere döneminin olması, acil durumlarda test yapılmadan kan ve kan ürünlerinin kullanılabilmesi nedenleri ile oranı çok azda olsa bu yolla geçiş bildirilmektedir. Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi, kullanılıyorsa ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup hastalarda HIV bulaş riskini azaltmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri'nde devlet tarafından temiz enjektör dağıtım programları uygulanmakta ve çalışmalar önemli ölçüde başarı sağlandığını bildirmektedir. Gelişmiş ülkelerde enjektör paylaşımının azaldığı, steril iğne satın alınışında ve iğne temizleme işlemlerinde artma gözlendiği saptanmaktadır.
Anneden bebeğe bulaşma
HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve postpartum (doğum sonrası) dönemde emzirmekle bebeğe geçebilmektedir. Bu oran %20-30'dur. Ancak HIV (+) anneye gebeliğinin son üç ayında, doğumdan sonra da bebeğe antiretroviral tedavi başlanır ve elektif sezaryen uygulanırsa bu oran %8-10'lara düşebilmektedir.
Perinatal(Doğum sırasında) geçişte korunmada önemli olan öncelikle HIV prevalansı(görülme sıklığı) yüksek olan bölgelerde doğurganlık yaşındaki ve HIV enfeksiyon riski olan kadınlara hastalığı öğretebilmektedir. Eğer kadın HIV (+) ise doğum kontrol yöntemleri öğretilmeye çalışılmaktadır. Buna karşın gebe kalan HIV (+) kadınlara erken dönemde kürtaj yapılması pek çok ülke tarafından kabul edilmektedir. Eğer anne adayı bebeği doğurmak istiyorsa gebeliğin son üç ayında anneye, doğumdan sonra da bebeğe antiretroviral tedavi başlanmakta ve hasta yakın izleme alınmaktadır.
Sağlık personeline bulaşma
Sağlık personeline kan ile kontamine olmuş (bulaşmış) vücut sıvılarıyla temas sonucunda HIV'nin geçişi olanaklı olabilmektedir. Kontamine iğne batmasını izleyen serokonversiyon riski %0.3 iken, mukoza ya da derinin kanla kontamine vücut sıvılarıyla teması sonucunda serokonversiyon riski çok daha düşüktür. Sağlık personeli öykü ve fizik inceleme ile enfekte hastaları ayırt etme olanağına sahip olamadıklarından korunmak için tüm hastaların kan ve diğer vücut sıvılarını potansiyel enfekte kabul ederek evrensel önlemlere uyarak çalışmalıdırlar.
Ülkemizde henüz sayıları bini bulan HIV enfekte olgular için hasta sayıları milyonları bulan ülkelerden örnek alarak, sayıların daha da artmasını engellemek için çalışmalarımızı artırmalıyız. HIV infeksiyonunun bulaş yollarını bilmek, korunmayı öğrenmek, öğretmek ve davranış değişikliğinde bulunulmasını sağlamak, HIV/AIDS'li hastaları toplumdan dışlamadan hep birlikte elele vererek yaşamakla bu hastalığa karşı savaşım verebiliriz
Kalıcı Bağlantı Yorum (1) Yorum yaz!
grip olmayın17/1/2009 · Kategori: sağlık
Size 1,5 ile 5 gün arasında zaman kaybettiriyor…
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Viroloji ve İmmünoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur, grip nedeniyle oluşan iş günü kaybının 1,5 ile 4,9 gün arasında değiştiğini, kayıpların toplum açısından büyük maliyetler yarattığını bildirdi.
Prof. Dr. Badur, yaptığı yazılı açıklamada, son 15 yıldır özellikle çocuklarda ve risk gruplarındaki kişilerde oluşturduğu olumsuzluklar üzerinde durulan gribin, son yıllarda çalışan kesim üzerindeki olumsuzluklarının da irdelenmeye başlandığını belirtti.
Son 13 yılın bilimsel makale taramalarının, gribin maliyetinin Almanya ve Fransa’da yılda 10-15 milyar dolara kadar yükseldiğini gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Badur, iş yerlerinde gribal enfeksiyonlara karşı mücadele etmenin ve salgın öncesinde gerekli tedbirleri almanın iş dünyası açısından hayati önem taşıdığını vurguladı.
Avrupa Grip Gözlem Komitesi (EISS) ile Avrupa Hastalıktan Korunma ve Kontrol Merkezi’nin (ECDC) 2008 yılı başında Avrupa’daki grip dalgası konusunda kamuoyunu bilgilendirdiğini ve gerekli önlemlerin alınması konusunda uyarıda bulunduğunu anımsatan Prof. Dr. Badur, Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Bankası’nın da yayımladıkları raporda, grip ve kuş gribi konusunda uyarılarını tekrarladığını ifade etti.
Son 15 yılda, en fazla küçük çocuklarda etkili olan mevsimsel gribin, artık ciddi biçimde çalışan yetişkinler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ve iş gücü kayıplarına yol açtığını belirten Prof. Dr. Badur, şunları kaydetti:
”Gribin 3-4 günlük akut dönemini atlattıktan sonra işe dönen çalışanların performansı yüzde 80 düşüyor, tam olarak iyileşmeleri ise 1-2 haftayı buluyor. İş gücü kayıpları sadece yetişkinlerin kendi hastalığından kaynaklanmıyor, grip olan çocuklarına bakmak için evde kalan yetişkinlerin iş günü kayıpları da 7 güne kadar çıkıyor. Çocukları ile ilgilenmek zorunda kalan yetişkinler, iş yerine gelseler bile uykusuz oldukları için iyi bir performans gösteremiyor. Grip nedeniyle oluşan iş günü kaybı 1,5 ile 4,9 gün arasında değişiyor. İş günü kaybı ve hastalık sonrası işe dönen kişilerin düşük kapasiteyle çalışmaya devam etmelerinden doğan üretim kayıpları, toplum açısından büyük maliyetler yaratıyor.”
Gripten korunma ve aynı zamanda grip tedavisinin birçok etkili yöntemi olduğunu belirten Prof. Dr. Badur, açıklamasında, ”Gribin toplum üzerindeki ekonomik yükünü azaltmak için bu yöntemlerden faydalanılmalıdır. Özellikle toplu grip salgını ihtimalinin bulunduğu iş yerlerinde gerekli önlemleri almak, iş yeri sahibinin sorumluluğu olmalıdır. Bu bilinçle hareket etmek, iş yerlerindeki bu kayıpları da minimuma indirebilecek, diğer yandan da toplum sağlığı anlamında olumlu bir adım atılabilecektir” ifadesine yer verdi.
AA
http://www.haberturk.com/haber.asp?
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
menisküs20/12/2008 · Kategori: sağlık
Menisküs, insan dizinin bir bölümü. Terim halk arasında bir diz hastalığını tanımlamak için kullanılır. Menisküs rahatsızlıkları sadece sporcularda değil, dizini herhangi bir şekilde zorlamış herkeste görülebilir.
menisküs yırtığı dizde ağrı, kilitlenme, hareket kısıtlılığı ve sıvı toplanması gibi çeşitli şikayetlere neden olur
Menisküs nedir? Fonksiyonlari nelerdir?
Menisküs diz ekleminin içerisinde -C ve -O seklinde kulak kepçesi kivamindaki kikirdak ince yastikçiklardir. Her iki diz içerisinde 2 tane bulunur. Eklem sikiligini saglamak, diz eklemini olusturan kemiklerin temas yüzeylerini artirmak, kemiklerin üzerine düsen basinci dagitmak, sok kuvvetleri emmek, diz içi sivisinin eklem kikirdaklarina yayilmasini saglamak ve eklemin beslenmesini saglamak gibi görevleri vardir.
Menisküs yaralanma sebepleri nelerdir?
- Dize direk gelen darbeler; trafik kazalari, diz üzerine düsmeler, diz üzerine gelen tekmeler gibi
- Indirek yaralanmalar; ayak yerde sabitken gövdenin diz üzerinde dönmesi futbol, kayak gibi spor aktiviteleri, ayak takilmasi sonucu diz üzerinde vücudun dönmesi
- Dejeneratif yaralanmalar; genelde yaslilarda ve küçük darbelerin birikimi sonucu menisküsün parçalanmasi
Menisküs yaralanmasinin belirtileri nelerdir?
- Agri ve sislik
- Eklem hareket açikliginda azalma
- Diz içerisinde sivi birikmesi
- Takilma
- Kilitlenme
- Bosalma hissi
Menisküs yaralanmasinin tanisi nasil konulur?
Erken teshis önemlidir. Basit düsme veya spor faaliyetleri sonrasinda olusan agri ve sislik basite alinmamali, doktora basvurulmalidir. Yırtık zaman içerisinde kıkırdak hasarı ve zaman içerisinde kireçlenmeye neden olabilir. Iyi bir hikaye ve dizin çesitli manevralar ile muayenesi tanida önemlidir. Gerekli görülürse MR ve tani amaçli artroskopi yapilabilir.
Menisküs nasil tedavi edilir?
Baslangiç tedavisi istirahat, buz uygulama, bandaj ile kompresyon ve dizin yukarida tutulmasidir. Agri ve şişligi gidermeye yönelik inflamasyon giderici ilaçlar kullanilabilir. Fizik tedavi ve kas güçlendirici egzersizlerden faydalanilabilir. Menisküsün 1/3 dis bölümünde kan dolasimi vardir, bu bölgelerdeki yırtıklar menisküs kendi beslenmesi sayesinde yirtik tamir edilebilir. 2/3 iç kisim ise tam tamir olmaz. Menisküsün iyilesemedigi ve şikayetlerin devam ettigi durumda cerrahi müdahale gerekmektedir. Menisküs yirtiklari kikirdakta asinma ve ileri dönemde kireçlenmeye neden olabildigi için genç ve aktif yasam süren kisilere cerrahi önerilebilir. Cerrahi sonrasi rehabilitasyon tedavinin önemli bir parçasidir. Artroskopi ile yapilan kapali cerrahi ve sonrasinda iyi bir rehabilitasyon ile kisi 3-5 günde günlük hayatina, 3-5 haftada ise spora dönebilmektedir. Artroskopi ile kivrilan yırtık parçasi alinarak ya da yirtik dikilerek onarma mümkündür. Yirtik onarma isleminden sonra iyilesme süreci bir miktar daha uzayabilir.
kaynak: Op.Dr.MEHMET TUFAN
Kalıcı Bağlantı Yorum (2) Yorum yaz!
Kalıcı Bağlantı Yorum (0) Yorum yaz!
Disk kayması(ortopedi)20/12/2008 · Kategori: sağlık
Disk kayması ağrıya yol açabilir ve zamanla normal hareketi kısıtlar. Ancak, vakaların büyük bir bölümü, zamanla tam olarak iyileşir. Sırt ve bel sorunları, ağrılı rahatsızlıkların en sık rastlanan nedenlerindendir...
Sırt ağrısının birçok nedeni vardır; disk kayması bunlardan yalnızca biridir. Aslında, birçok sırt ağrısı vakasında ağrı kendiliğinden geçer. Tıbbi tedavi, ancak ağrı yineliyorsa ve çok şiddetliyse uygulanır.
Diskler, belkemiğini oluşturan omurlar arasında yer alan doku yastıklarıdır. Her disk, bağ dokusundan, sert bir dış tabaka ile daha yumuşak, peltemsi yapıda, "çekirdek" denen bir iç tabakadan oluşur. Diskin işlevleri, omurlar arasında sıkı bir bağlantı sağlamak ve bir yastık gibi, belkemiği kolonuna binen yükü soğurmaktır.
Bir disk kaymasında disk, gerçekten kaymış değildir. Sert dış tabaka yarılır; daha yumuşak iç tabaka, tıpkı diş macununun tüpteki bir yarıktan fışkırması gibi, yarıktan dışarı çıkar. Diskin yumuşak iç tabakası, çocuklukta iyice yumuşak ve peltemsi kıvamdadır. Yıllar geçtikçe bu madde yavaş yavaş kurur; orta yaşta pelte kıvamını yitirir; yaş ilerledikçe de katılaşır. Daha ileri yaşlarda disk, nedbe dokusu gibi bir nitelik kazanır. Bu nedenle, yaş ilerledikçe disk kayması olasılığı azalır ve bu durum, bir genç ya da orta yaş rahatsızlığı sayılabilir.
boewulfs- e-GENC YONETiM
-
Mesaj Sayısı : 730
Yaş : 31
ŞEHİR : bursa
HOBİLER : futbol pc
Kayıt tarihi : 17/04/09
Similar topics
» HIV/AIDS VE KORUMA
» DÜNYA DA HIV/AIDS
» DÜNYA DA HIV/AIDS
» Türkiye’de HIV/AIDS
» Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları Sunu
» DÜNYA DA HIV/AIDS
» DÜNYA DA HIV/AIDS
» Türkiye’de HIV/AIDS
» Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları Sunu
e-GENC :: HAYATIN İÇİNDEN :: SAĞLIK
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:39 am tarafından GNCTRK
» Başlat > Çalıştır' da çalıştırabileceğiniz programların listesi
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:37 am tarafından GNCTRK
» CEP TELEFONU VE GİZLİ KODLAR
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:36 am tarafından GNCTRK
» CEP TELEFONLARINDA ATERİ OYUNLARI OYNAMAK !
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:35 am tarafından GNCTRK
» AKRABALARINIZI BULUN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:34 am tarafından GNCTRK
» TCP İP KOMUTLARI
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:32 am tarafından GNCTRK
» IE HATA VERİNCE TÜM PENCERELER KAPANMASIN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:30 am tarafından GNCTRK
» RESİMLERE YAZI YAZIN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:28 am tarafından GNCTRK
» CDRW'LAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:27 am tarafından GNCTRK
» BELLEKTE SAKLANAN DLL'LERİN SİLİNMESİ
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:25 am tarafından GNCTRK
» KISAYOLLARDAKİ OK'LARI KALDIRMAK
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:24 am tarafından GNCTRK
» GÜVENLİK KAMERALARI İLE ÜLKELERİ GEZİN
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:23 am tarafından GNCTRK
» ONLINE FOOTBALL MANAGER 2009
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:22 am tarafından GNCTRK
» KLAYVEDE OLMAYAN KARAKTERLER
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:20 am tarafından GNCTRK
» Borland C/C++ 5.5 Derleyicisi Kurulumu
Çarş. Mayıs 20, 2009 11:05 am tarafından GNCTRK
» Varlık Felsefesi
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:33 am tarafından GNCTRK
» SİYASET FELSEFESİ
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:32 am tarafından GNCTRK
» AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:30 am tarafından GNCTRK
» Entüisyonizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:29 am tarafından GNCTRK
» Fatalizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:28 am tarafından GNCTRK
» Feminizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:27 am tarafından GNCTRK
» İdealizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:26 am tarafından GNCTRK
» Postmodernizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:25 am tarafından GNCTRK
» Pozitivizm / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:23 am tarafından GNCTRK
» Pragmatizm (Uygulayıcılık) / Felsefi Görüşler
Çarş. Mayıs 20, 2009 10:22 am tarafından GNCTRK